PSİKOLOJİ VE MUTLULUK
Mutluluk Kavramı
Mutluluk çok genel gözüken ama hiç de genel olmayan, kişiden kişiye değişen ama anlamı ne olursa olsun insanları güldürebilen ve rahat hissettirebilen, biraz huzur veren fakat çokça serotonin salgılatan bir duygudur. Eğer mutluluğa mutluluk demeseydik onu bize verilen bir ödül gibi düşünebilirdik. Mutluluk evrensel değildir fakat mutluluğu gösteriş şeklimiz evrenseldir. Bana göre mutluluk bir çikolata ise bir başkasına göre mutluluk evladıdır, bir başkasına göre ise mutluluk sınavlarında başarılı olmasıdır. Örneklerdeki gibi mutluluk farklı da olsa mutlu olduğunda herkes gülümser. Mutluluğun değişkenliğini kişinin cinsiyeti, yaşı, doğup büyüdüğü kültürü, kişiliği etkiler. Aynı zamanda da zaman, mutluluk için önemli bir faktördür.
İlk çağ zamanlarında insanlar sürekli üretim yapmak zorundalardı, çünkü hayatlarını bu şekilde devam ettirebilirlerdi. Dolayısıyla üreten insanların mutlu olduğu düşünülmekteydi. Antik çağa geldiğimiz zaman ise erdemli diye tabir edebileceğimiz doğru, dürüst ve yiğit insanların mutlu olduğu düşüncesi yaygındı. Orta çağa baktığımızda ise mutluluk daha çok din ile ilişkilendirilmekteydi. Bu düşüncenin ortaya çıkma sebebi o dönemde genel olarak dine yönelim olmasıydı. İnsanlar “Bu dünyada nasıl mutlu olurlar?” diye değil “Öldükten sonra nasıl mutlu olurum?” diye düşünerek mutluluğu değerlendirirlerdi. Aydınlanma dönemine geldiklerinde ise yine dini açıdan düşünseler bile bu dünyada da mutlu olmanın yolları aranmaya başlandı. Modern çağın gelmesi ile dini açıdan mutluluk ve erdemli kişinin mutlu olduğu kavramları tamamen ortadan kalktı ve insanlar mutlu olmanın anlık olduğunu o an yaşanılması gerektiğini anlayarak mutluluğu yakaladıklarında mutlu olmaya başladılar. Yani dönemler geçtikçe mutluluk şekillenmiş ve günümüzdeki halini almıştır. Mutluluğu birçok farklı disiplin incelemiş ve üstünde araştırmalar yapmıştır. Fakat mutluluk daha çok psikoloji ile ilişkilendirilmiştir.
Psikolojide Mutluluk
Mutluluğa psikolojik açıdan baktığımızda karşımıza Çerofobi (Mutluluk Korkusu) kavramı ortaya çıkar. Mutluluk korkusu, temelde mutluluğun yakında gelecek olan kötü olayların işareti olabileceğine dair inanca sahip olmayı temsil etmektedir (Sarı & Çakır, 2016). Mutluluk korkusu araştırılmaya başladığında aslında birçok psikolojik hastalığın altında mutluluk korkusunun yattığı görülmektedir. İnsanlar yaşadıkları belli başlı olaylardan sonra bir daha mutlu olamayacakları görüşüne kapılırlar. “Ne kadar gülersem o kadar ağlarım.”, “Aman kimse mutlu olduğumu duymasın, nazar değer.” düşüncelerine kapılırlar. Bu düşüncelerden dolayı kişiler “an” da kalamazlar. Mutluluk onların kapısını çaldığında mutluluğum bozulabilir düşüncesi olduğu için kapıyı yüzüne kapatırlar. Bu insanlar kontrolü kaybetmemek için her daim özen gösterirler, anı yaşamazlar, doyum almazlar ve mutluluktan (endişelerini biraz daha arttıracağı için) kasıtlı olarak uzak dururlar. Hastalığın başlangıcı da böylelikle başlamış olur. Kişiler psikoloğa gidip sorunlarını anlattıklarında ve teşhis konulduğunda tedaviye başlanır. Tedavide genellikle geçmişe bakılır ve geçmişte yaşanan sorunlara çözüm bulunur ve kişinin “anı yaşaması sağlanır.
Çerofobi çok yaygın olarak görülen bir hastalık olmadığından genellikle depresyon, anksiyete gibi hastalıklarla oluştuğundan ‘Zihinsel Bozukluklar Tanısal ve Sayısal Kılavuzu’nun (DSM-5) baskısında bulunmamaktadır. Fakat psikolojide mutluluk korkusu ile ilgilenen alan pozitif psikolojidir. Pozitif psikoloji mutluluğu üç farklı şekilde değerlendirir. İlk bakış açısı, olumlu olarak düşündüğümüz duyguların ne kadar süre yaşandığıdır. Bir diğeri, olumsuz diye nitelendirdiğimiz duyguların ne kadar süre yaşandığıdır. Üçüncü bakış açımız ise yaşam aldığımız keyif ve doyum miktarıdır.
Mutluluk Korkusu Belirtileri
– Sosyal bir yere davet edildiğinde endişe hissi.
– Kötü bir şeyin olacağı korkusundan olumlu değişimler sağlayabilecek fırsatları görmemek.
– “Eğlenceli” etkinliklere katılmayı istememek.
– Mutluluğu yaşamanın bireyi kötü birisi gibi düşünüleceği hissi
– Mutluluğu yaşamayı geçtim hayalinin bile kötü bir şeye, kötü bir olaya gerçekleşeceği anlamına geleceğini hissetmek.
– Mutluluğu göstermenin, sadece kendisi için değil de çevresi için de zor bir durum olduğuna kendini inandırmak.
Mutluluk korkusu sanki bir tek mutlu olmamak ve bunun sonucunda serotonin hormonunun salgılanmaması gibi düşünülse bile altında yatan sebepler çok daha büyük olabilir. Mutluluk korkusu anlaşıldığında kişiler muhakkak bir psikoloğa gitmeli ve tedavi olmalıdır. Mutluluk insana anlık olarak gelir insanı mutlu eder ve gider. Eğer mutluluk sizin kapınızı çaldıysa onu içeriye davet edin, tadını çıkarın ve bol bol gülümseyin.
SENEM EKER
KAYNAKÇA:
Ayan, A. (2020). Mutluluk Düzeyinin Atılganlık ve Genel Erteleme Davranışı Üzerine Etkisi. Journal of Humanities and Tourism Research, 10 (4), 788-805. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/johut/issue/58659/847477
Bülbül, Ş. & Giray, S. (2011). Sosyodemografik özellikler ile mutluluk algısı arasındaki ilişki yapısının analizi. Ege Akademik Bakış. 11(Özel sayı), 113-123.
Carr, A. (2016). Mutluluk. (Ü. Şendilek, Çev.), Pozitif psikoloji. (1. Baskı). İstanbul: Kaknüs Psikoloji.
Çevik, Ö. (2020). Kültürel Bir Öğreti: Mutluluk Korkusu. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 17 (1), 855-869. DOI: 10.33711/yyuefd.75185
Demi̇rci̇, İ, Ekşi̇, H, Kardaş, S, Di̇nçer, D. (2016). Mutluluk Korkusu Ölçeği’nin Türkçe Formunun Geçerlik ve Güvenirliği. Kastamonu Eğitim Dergisi, 24 (4), 2057-2072. Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/kefdergi/issue/27734/327780
Sarı T., Çakır G. (2016). Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi. researchgate.net
Yalvaç Arıcı, H. (2020). Mutluluk tarihi. Türkiye Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi, 9, 217-243.
Bir yanıt yazın