PAVLOV VE KLASİK KOŞULLANMA

  Hiç bu zamana kadar bir şeye bağlı olarak davranış sergilediğinizi düşündünüz mü? Ya da önceden hislerinizle bağ kurduğunuz bir olayda geçmişteki davranışınızı tekrarladığınız oldu mu? Korktunuz mesela, neden korktuğunuzu düşündünüz mü? Belki gerek duymadınız ama hayatınızda bir şeyleri farkında olmadan değiştirdiğinizi ve değiştireceğinizi söylesem eminim ki bunun sebebini bilmek isterdiniz. Günlük hayatta her zaman içten içe yaşadığımız olayları kavramsal olarak bilmiyor olabiliriz. Bisikletle ilerlerken refleksif olarak diğer ayağımızı hızlıca pedala koyup harekete başlarız ama asıl nedeni düşmemek içindir. Korktuğumuz bir canlıyı ya da nesneyi gördüğümüzde aynı anda uzaklaşırız hemen. Evde sevdiğimiz bir yemek kokusu yükseldiğinde, özellikle karnımız da açsa, mutfağa gideriz direkt. Bunları yaparken kaç kere düşünüyoruz peki? Ben vereyim cevabı, düşünmüyoruz. Beynimizde önceden şartlanmış reflekslerden birkaçı bu anlattıklarım. Klasik koşullanmayla edindiğimiz, fark etmeden yaşamımıza aktardığımız öğrenilmiş davranışlar.

          Klasik koşullanma konusunda ana nokta, öncesinde nötr bir uyarıcıyken ve herhangi bir tepkiye yol açmazken beraber veya sonrasında getirilen etkenlerden dolayı, doğal verilen tepkilerin öğrenilmiş durumlara verdiğimiz tepkilere dönüşmesidir. Bu koşullanma istemsiz ve otomatik bir şekilde oluşur, öğrenici bilinçsizdir ve daha pasif bir rol oynar. Klasik koşullanmaya niye “klasik” denilmektedir diye düşünüyorsanız, cevap sanıldığından da basittir. Yalnızca ilk bulunan koşullanma türü olduğu için böyle denilmektedir. Klasik koşullanmanın keşfini, ülkemizde ismi neredeyse hemen herkes tarafından bilinen Pavlov’a ve şüphesiz Pavlov’un köpeğine borçluyuz. İvan İlyiç Pavlov (1849-1936) aslında bir fizyologdur, o zamanlar St.Petersburg’da olan laboratuvarında sindirim fizyolojisi üzerine çalışmaktadır. Köpeklerin salya sistemlerini incelerken araştırdığı köpeklerin bakıcılarını görmesiyle hatta görmeden ayak seslerini duymasıyla bile salya akıttığını fark eden Pavlov, bu salya tepkisinin normalde ete karşı göstermesi gerektiğini biliyordu. Gözlemlerindeki beklenmedik sonuçlardan sonra Pavlov,teknik olarak bunun kendi araştırmasını bozan bir durum olmasına rağmen, hipotez körlüğüne düşmeyen bir bilim insanı olarak böyle bir şeyin nasıl ortaya çıkmakta olabileceğine odaklanmıştır. Durumu, köpeklerin ses, ışık, görüntü gibi yiyecekle bir ilgisi olmayan uyaranların yiyecekle ilişkisini kurmayı öğrenmesi ile açıklayıp deneysel çalışmalarına başlamıştır. Öncelikle zili çalarak köpeğe et parçası vermemeyi denedi. Köpek et parçası verilmediğinden salya akıtmadı. Bunu not alan Pavlov, zili çaldıktan sonra köpeğe et parçası vermeye başladı. Köpek de et parçasından dolayı salya akıtmaya başladı. Burdan yola çıkarak deney sürecinde artık her et parçası verilen anda zil çalıyordu. Bu şekilde tekrarlanan olayda köpek şartlandırılmış oldu. Artık et parçası verilmese dahi zil çaldığı anda köpek salya akıtmaya başlıyordu. Deneyin başında sadece et parçası verildiğinde salya akıtan köpeğin salya akıtması için artık zili duyması yeterliydi.

     Pavlov’un deneyinde koşullanmayı sağlayan unsurları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:• Koşulsuz Uyaran (US): Koşulsuz olarak, doğal ve otomatik bir biçimde belirli bir tepkiyi (koşulsuz tepki) ortaya çıkaran uyaran (Et).• Koşulsuz Tepki (UR): Koşulsuz uyarıcıya gösterilen, öğrenilmemiş, doğal olarak ortaya çıkan tepki (Tükürük Salgısı).• Nötr Uyaran (NS): Koşullanmadan önce, tek başına verildiğinde herhangi bir tepkiyi ortaya çıkarmayan uyarandır (Zil).• Koşullu Uyaran (CS): Başlangıçta ilgisiz olmakla birlikte koşulsuz uyarıcıyla bağlantı kurduktan sonra tek başına sunulduğunda tepkiyi ortaya çıkaran uyaran. Aslında nötr uyaranın eşleşme sonraki hali gibi düşünülebilir (zil).• Koşullu Tepki: Önceden nötr, koşullama sonrası koşullu uyarıcıya dönüşen uyarıcıya yönelik verilen öğrenilmiş tepkidir (tükürük salgısı).

     Bu uyaranlar üzerinde eklemeler ve çıkarmalar yapılarak birçok alanda klasik koşullanma kanıtlanmış hatta 2.Dünya Savaşı sırasında Almanların tankları karşısında zor durumda kalan Sovyetler, dönemin Klasik Şartlanma konusunda uzmanı olan Pavlov’dan yardım istemişlerdir. Pavlov öncelikle köpeklerden oluşan orduyu bir yere kapatır. Günlerce aç bırakılan köpekler arada dışarıya salınır ancak yiyecek hiçbir şey bulamazlar. Daha sonra köpekleri salmadan önce tanklar hazırlanır, bu kez tankların altında et parçaları vardır. Günlerdir aç kalan köpekler et parçalarını görünce tanklara koşmaya başlarlar. Bu şartlı koşullanma oluştuktan sonra, savaşta bu köpekleri Alman tanklarının üstlerine salarlar. Bu sefer köpeklerin üstlerine bombalar bağlıdır. Böylelikle Ruslar çok çaba sarf etmeden Alman tanklarına karşı gelmiştir.

     Klasik koşullanmada bazı dönemler vardır. Bu dönemlere de bakacak olursak:• SÖNME: Koşulsuz uyarıcı koşullu uyarıcıyı takip etmediğinde yani zille birlikte et gelmemeye başlarsa bir süre sonra zilin salya yaratma etkisi ortadan kaybolur, zilin kıymeti kalmaz. Buna sönme denir. Etle birlikte zil sunulup sonra et verilmeden zil sunulduğunda hayvan salyalama yapıyordu. Ancak zil geldikten sonra etin verilmemesi devam ederse bir süre bu kez hayvan zilden sonra etin gelmediğini öğrenir dolayısıyla ilk tepkisi söner.• KENDİLİĞİNDEN GERİ GELME: Bir davranış söndürüldükten bir süre sonra koşullu uyarıcı sunulduğunda hiçbir eşleme olmaksızın koşullu tepkinin kendiliğinden ortaya çıkmasıdır. Örneğin yukarıdaki sönmeyi yaptık, aradan bir süre geçti zil çaldık köpekte tekrar salgı olabiliyor. Buna kendiliğinden geri gelme deniyor. Aslında sönmede öğrenme baskılanıyor olabilir.• UYARICI GENELLEMESİ ve AYIRT ETME: Koşullu uyarıcıya verilmeye başlanan tepkilerin, koşullu uyarıcıya benzetilen ya da koşullu uyarıcı ile ilişkili olduğu düşünülen diğer işaretlere de verilmeye başlanmasıdır (Schunk, 2011: 35). Bireyler geçmişte belli durumlarda yaşadıkları olumsuzluklar nedeniyle duydukları kaygı, incinme, acı çekme gibi olumsuz hisleri benzer uyaranların bulunduğu ortamlarda tekrar tekrar yaşayabilmektedirler. Aynı şekilde belirli durumlarda yaşanan huzur, mutluluk, güven gibi olumlu hisler de hayatın ilerleyen yıllarında benzer uyaranlarla karşılaşıldığında yeniden ve güçlü şekilde yaşanmaya devam edebilmektedir. Uyarıcı genellemesi (Fidan & Erden, bt.: 160) olarak nitelendirilen bu tür durumlar, klasik koşullanma yoluyla gerçekleştirilen öğrenmelerin bireysel hayattaki önemini göstermektedir.

     Klasik koşullanma çalışmaları daha sonraki yıllarda da, hem yeni tepkiler oluşturmak ve hem de yerleşmiş tepkileri ortadan kaldırmak üzere defalarca sınanmış, başarılı sonuçlar elde edilmiş ve geliştirilmiştir. Örneğin klasik koşullamayadayanan sistematik duyarsızlaştırma tedavisi, fobilerde, bazı kaygı bozukluklarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Buradaki mantık, koşullanarak öğrenilmiş bir uyaran-tepki bağının, bu bağı oluşturan uyarana yavaş yavaş ancak sistematik olarak maruz bırakarak ve koşullu tepkinin ortaya çıkmamasını sağlamak suretiyle söndürülebileceğidir. Gündelik hayatta ilgisiz gördüğümüz bazı uyaranların bazı tepkileri ortaya çıkarmaları, biz çoktan unutmuş olsak bile, eski yaşantılarımıza edindiğimiz klasik koşullanmalara bağlı olması mümkündür. Çocukken gittiğiniz dişçinin binasındaki ıspanak yemeği kokusu, siz bu yaşantıyı hatırlamıyor olsanız bile, ıspanağı ya da o tür apartmanları hiç sevmemenizle sonuçlanmış olabilir. Veya tam tersine, annenizin mavi çiçekli yemek tabaklarıyla eşlenmiş doygunluk ve keyif hissiniz, ileride sizin de mavi çiçekli tabakları tercih etmenize neden olabilir.

     Klasik koşullanma oldukça etkileyicidir. İnsanların davranışlarını düzenleme, olumsuz bulduğunuz davranışları ortadan kaldırma gibi hevesleriniz yüksekse yapılabilecek pek çok şey var gibi görünmektedir. Ve görüldüğü üzere klasik koşullanma hayatın bir gerçeği olup olumlu ya da olumsuz birçok davranışa kaynaklık etmektedir. Davranış konusu ile ilgilenen ve özellikle de bireylere olumlu davranışlar kazandırma maksatlı faaliyetler yürüten kişilerin klasik koşullanma kuramı hakkında yeterli bilgiye sahip olmaları bu bakımdan son derece önemlidir.

Selenay Nur Yılmaz

KAYNAKÇA

BAYRAKDAR, N. (2018). Klasi̇k Koşullanma Kurami VeDi̇n Eği̇ti̇mi̇. Ekev Academic Review, 22(74), 239–268. http://69f0c4a0ef237fa5b1b3cc7ca9e640bde575d444-ebscohost.vetisonline.com/eds/pdfviewer/pdfviewer?vid=1&sid=8dc771a3-da12-45a2-84f8-0d4d69b8979f%40sessionmgr101

07.07.2021 tarihinde psikologo.com sayfasından esinlenilmiştir. https://psikologo.com/klasik-kosullanma/

07.07.2021 tarihinde ogrencibloglari.net sayfasından esinlenilmiştir. https://ogrencibloglari.net/3-ornekle-klasik-kosullanma-nedir/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e