İNSANLAR NEDEN SUÇA YÖNELİR?
Nedir bu suç?
Suç, toplumca tasvip edilmeyen tutum ve davranışlar sonucunda oluşan eylem ve
işlemlerin yasal zemindeki ifadesine denilmektedir (Akt., Küçükay, 2018). Suç aynı zamanda dinamik ve sosyal bir olgudur (Burkay, 2008). Bir yerde en az iki insan varsa, birine göre normal olan davranışın diğerine göre normal olmama durumunun ortaya çıkması muhtemeldir.
Peki insanlar neden yaptıkları şeyin suç olduğunu bildikleri halde suç işlerler?
Suça onları yönlendiren kendileri mi, etkisi altında kaldıkları mı?
David Canter, Suç Psikolojisi kitabında; “İnsanları suçlu kılan, eylemlerin nasıl
yorumladığıdır” der (2011, s. 20). Çünkü insanlar ne yaparlarsa yapsınlar suçsuz olduklarına dair gerekçeler sunarak kendilerini aklamaya çalışıyorlar. Bunun büyük bir yanılgı olduğunu Paul Watzlawick şu sözüyle dile getirir:“İnsanların kendi doğrusunu, tek gerçek doğru sanması, sanrıların en büyüğüdür”.
İnsanları suça yönlendiren 4 temel nedene bakalım:
1) Eğitim eksikliği ilk sırada gelmektedir. Çoğu kişi suç nedir, yaptıklarım veya
suçlarını görmezden geldiklerim beni veya başkasını nasıl etkiler soruların düşünmeden yaşamını sürdürüyor. Bu noktada eğitimin ne denli gerekli olduğunu, suç oranlarından da görmekteyiz.
2) Aile ve çevreden öğrendiklerimiz de kişiyi suça yönelten faktörlerdendir. Bunun en net örneklerini çocukların yaşamındaki suç örneklerinde görüyoruz. Anne veya babasının suç işlediğine tanık olan bir çocuk, küçücük yaşında suçu öğreniyor. Çocuğun hayat boyu öğretmeni olan ebeveyn, farkında olarak veya farkında olmadan çocuğun hayatında suçu meşrulaştırıyor. Gerçekten de öyle değil mi? Doğruyu ve yanlışı destek görmediği için bulamayan birçok çocuğun, ellerimizden kayıp gitmesine şahit oluyoruz.
3) Suçta, niyetin nörobiyolojisine baktığımızda antisosyal kişinin beyni ve sağlıklı kişinin beyninin PET taramalarında farklılaştığını gösteren sonuçların çıkması çok şaşırtıcı
olmasa gerek. Antisosyal kişilerin ön beyninin çalışmadığı, bu nedenle eylemlerinin sonuçlarını düşünmeden hareket ettikleri görülmüştür. Bu da nörobiyolojik açıdan suçun, insan hayatına etkisinin en net örneğidir.
4) Son olarak suçluya verilen cezaların caydırıcı olmaması kişi de işlediği suçun
çok da risk içermediği yönünde bir algı oluşturabilir. Şu nokta unutulmamalıdır ki; ceza, kişinin bu suça neden yöneldiğinin farkına varmasından daha kıymetli değildir. Çünkü kişi yaptığının farkında olduğu vakit durup düşünebilir. Bu da suç işleme döngüsün dizginleyebilir. -Beyza Kuruçay
KAYNAKÇA
Burkay, S. (2008). Teorik Çerçevede Suç. ETHOS: Felsefe ve Toplumsal Bilimlerde Diyaloglar,
2(4), 1-15.
Canter, D. (2011). Suçun Psikolojisi. Ankara: İmge Kitabevi.
Küçükay, P. A. (2019). Suç Önleme Stratejileri ve Güvenlik Politikalarına Psikolojik Bir Bakış.
Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, (38), 343-392.
Bir yanıt yazın