YALANIN BEYAZI SİYAHI VAR MIDIR?

Yalan, bilinçli bir şekilde niyete bakılmaksızın gerçeğin, farkında olarak çarpıtılması, daha farklı hallerde sunulması, hiç olmamış şeylerin iddiası ya da olanı gizleme çabasıdır.

Yalan bir psikolojik bir kaçıştır.Eleştiri, reddedilme ve ceza gibi rahatsız edici duyguların verdiği huzursuzluktan ve gerilimden kaçmak maksadıyla bir sığınak görevi görür. Yine aynı şekilde bir çıkar elde etme, beklenti içinde olma, onay alma ihtiyacı veya tamamen kötü niyetlerle kişi yalan söyleyebilir. Peki yalanın beyazı siyahı pembesi yavruağzı var mıdır?

Yarar sağlamak için yalan söylemek, narsistik duyguların tatmini için, zarar görmekten korunmak için, bir çocuğa susması yahut bir felaketin ardından oluşabilecek travmaların önüne geçebilmek için ya da evlat edinilen bir çocuğa gerçek ailesi hakkında söylenen yalanlar, aldatan bir eşin evliliğinde söylediği yalanlar vs… Evet çeşitli sınıflandırmalara kategorilere ayırmak mümkündür ve yalanın arka planında yatan nedenleri anlamamızı sağlar fakat sonucu değiştirmez.

Yalan bir savunma mekanizmasıdır.Yalanı yaşam tarzı haline getirenler hayatlarının her alanında sosyal ekonomik ya da bireysel çıkar elde etmek için küçük büyük pek çok yalan söylerler ve bunu alışkanlık haline getirip otomatik bir hale dönüştürürler. Herhangi bir rahatsızlık duymazlar ve kendi deyimleriyle kötü niyetli değillerdir. Hatta yalanı yaşamlarını idame ettirmek için elzem görürler. Sorumluluklardan kaçmak hayatı kolaylaştırmak ve daha yaşanabilir kılmak, insanlara inandıkları ve mutlu olacakları, sorgulamadan kabul edecekleri sebepler sunmak için yalan bir ihtiyaç olarak görülebilir.

Çocukluktan itibaren her insan yalan söyleyebilir. Yapılan araştırmalar insanların günde en az 1- 2 kez yalan söylediğini göstermektedir. Yalanı kapsamlı bir şekilde inceleyen araştırmacı Bryant (2008), amaç niyet, sonuç, fayda çıkar ilişkisi doğruluk ve kabul edilebilirliğine göre yalanı gruplara ayırmıştır. Bryant’ın çalışmasına göre yalan:

Gerçek yalan: Kötü amaçlarla söylenir, çıkarcı ve aldatıcıdır. Tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Yalan söyleyenin kirli çıkarlarına hizmet eder. Kabul edilemez çünkü içinde gerçeklik yoktur.Karşı tarafa zarar verir, karşılıklı ilişkileri ve güveni temelden sarsar bu nedenle yalanın olumsuz türü olarak nitelenebilir.

Beyaz yalan: İyi niyetlerle söylenir Karşımızdaki insanı üzüntüden, stresten ve olumsuzluklardan kurtulmak için söylenir, muhatabın yararı gözetilerek doğru olmayan ifadelerde bulunulur. Sonuçlar nispeten zararsızdır ve karşı tarafın iyiliği istenir. Biraz yalan biraz gerçeklik payı vardır. Kabul edilebilir niteliktedir.

Gri yalan: Niyet belirsiz, iyi veya kötü farklı sebepler ve sonuçları vardır. Sonuç yoruma göre değişkenlik gösterir. Bazen iyiye bazen kötüye yorumlanabilir. Patolojik yalan ise mitomani yani yalan söyleme alışkanlığıdır. Hastalığa sahip kişilere mitoman denir. Mitomani Yunanca muthos (efsane) ve Latince mania (delilik) kelimelerinin birleştirilmesinden meydana gelmiştir. Mitomanlar yalan söylediklerinin farkında olmaksızın ‘büyüsel düşünce’ denilen bir inanışa sahiptir.

Hayatımız boyunca farklı sebeplerle renkli-renksiz çeşitli yalanlar söyleriz. Karşımızdaki kişinin iyiliğini düşündüğünüz için söylediğimiz bu “renkli yalanlar “ bizi içsel olarak rahatlatır. Çünkü kimse kolay kolay yalan söylediğini itiraf edemez ya da yalancı olarak etiketlenmek istemez. Saygınlığını yitireceğini düşünebilir elindeki fırsatların kaybolacağını düşünerek korkar ya da tamamen “ iyi niyetlerle “yalan söyler.. Bu beyaz yalanlar anlık bir iyileşme sağlayabilir durumu kurtarabilir fakat uzun vadede olumsuz sonuçlara neden olabilir. Çünkü bir kimsenin iyiliği gözetilerek söylenen yalanlar kime veya neye göre iyidir, bir insan başka bir insanın iyiliğine yalan söyleyerek karar verebilir mi? Üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.

Fakat günlük hayatın dinamikleri arasında değerlendirilebilecek birtakım durumlarda söz konusu olabilir örneğin anneniz babanız veya bir arkadaşınız bir hediye aldığında hediyeyi beğenmesek de yine de çok güzel olduğunu iddia edebiliriz bu beyaz yalan olarak değerlendirilebilir. Kibar ve nazik olmak için de aslında farkında olmadan beyaz yalanlar söyleyebiliriz. Bu biraz da kültürün getirdiği çevresel ve dürtüsel kodlarla alakalıdır. Yine bir suç kabahat işlediğinde, bunu açık yüreklilikle söylemek yerine olmamış gibi davranıp suçun sorumluluğunu almamak için inkâr ederiz.

Yalan sadece sözel olarak değil, çeşitli mimik ve vücut hareketleriyle de ortaya çıkabilir.Çocuklar üzerinden değerlendirecek olursak bir çocuk neden yalan söyler? Dikkat çekmek için mi yoksa cezalandırılmaktan korktuğu için mi ya da bir şey elde etmek için mi yalan söyler? Eğer dikkat çekmek için bu davranışı yapıyorsa ebeveynlere çok büyük iş düşmektedir çünkü dikkat çekme amacının altında çocuğun ilgi sevgi şefkat beklentisi olabilir. Cezalandırılmaktan korkan bir çocuk aile içi şiddetten kaçınabilir ya da elinde mevcut olan fırsatları kaybedeceğini, aile üyeleri tarafından dışlandığını veya daha az sevileceğini düşünebilir. Çocukları yalan söyleme davranışına iten durumlara sokmamak, yalan söylemesini engellemekten daha kolaydır. Yine aynı şekilde anne babanın çocukta olumlu rol model olması da çok önemlidir. Ebeveynlerin birbirine yalan söylemesi çocukta olumsuz gözlemler sonucu aynı davranışın tekrarına sebep olabilir.

Sonuç olarak çocukluk ve ergenlik, karakter kişilik ve mizacımızın oluşmaya başladığı bir dönemdir. Aile içi iletişim kişinin tüm hayatını şekillendirecek niteliktedir ve bu konuda doğru ebeveynlik kritik önem arz etmektedir. “Yalanın beyazı siyahı var mıdır ?” sorusundan hareketle yalanın nedenleri üzerinde durmak faydalı olacaktır. Hiç şüphesiz bu erken dönem çocukluk yaşantılarından itibaren üzerinde hassasiyetle durulacak bir konudur.

-TUBA KOZAK

Kaynaklar:

– Aydın, m. Ş. Yalanın renkleri: yalanın tanımlanması ve türleri üzerine bir değerlendirme colors of lıes: an evaluatıon of the defınıtıon and types of the lıes

– Akçay, e. (2012). Yalan söyleme kabiliyeti ve hafıza: cinsiyetler arası karşılaştırma. Selçuk iletişim, 7(3), 234-243

Yorum

  • Hüseyin ibiş

    Çocuklar açısından yalanın önemini ve çocukluk ve ergenlik psikolojisi açısından yalanın önemini çok güzel bir şekilde betimlenmişsiniz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e