YAKINLIK KORKUSU: BELİRTİLERİ VE NEDENLERİ

  Biz insanlar yakınlık kelimesini hayatımızdaki duygusal bağlarımızı, ilişkilerimizi ifade etmek için kullanırız. İnsanlara olan bağlılığımız, birbirimize denk olduğumuzu düşünmemiz ve kendimizi onlara yeterince açmamız bu yakınlığımızı en çok etkileyen faktörlerdendir. 

   Kişileri düşüncelerimizi paylaşma açısından (entelektüel yakınlık), içten duygularımızı paylaşma açısından(cinsel yakınlık), deneyimlerimizi paylaşma açısından(deneyimsel yakınlık) ve inançlarımızı paylaşma açısından (spiritüel yakınlık) yakın hissederiz. Bu yakınlık bazen bizleri mutlu edip bazen de bizleri düşündürüp, yorup bazı şeyleri geride bırakmaya karar vermemize neden olur. Bu tarz kötü hissettiren durumlar tekrarlandıkça da insanlar daha karamsar bir ruh haline bürünüp kendini olumsuza iter ve dolayısıyla yakınlık korkusu ortaya çıkmaya başlar.

   Yakınlaşmaktan, bağ kurmaktan kaçındığımız duygusal veya fiziksel yakın bir ilişkiyi paylaşma korkusu olarak tanımlayabileceğimiz yakınlık korkusu, kişilerin yakınlaşmak için can atsalar bile daha çok yakınlaşamamaktan ve yakınlık esnasında savunmasız hissetmelerinden kaynaklanan bir ilişki kaygısıdır. Yakınlık kaygısı, kişilerin anlamlı ilişkiler kurmasını ve sürdürmesini engeller. Kişiler bazen yakınlaşmayı tercih etmeyebilirler ancak yakınlık korkusu nedeni ile çoğu zaman da yakınlaşamamaktan,  bu konuda çaresiz olmaktan yakınırlar.  Bu durumun neticesinde bir yere ait hissedememeye başlarlar. Bu sebeple de her şey onlar için biraz daha zorlaşıp karmaşık bir hal almaya başlar. 

   Yakınlık korkusunu ilgilendiren hatta bununla en çok karıştırılan kavram kırılganlık korkusudur. Kırılganlık korkusu yakınlık korkusundan daha farklı bir duygu durumunu ifade eder ancak aynı zamanda onunla iç içe olduğu için sürekli karıştırılır. Yakınlık korkusuna sahip bir kişi başlangıçta ‘yakın’ gerçek benliğini göstermekte rahat olur fakat bu yakınlığın fazla olduğunu, mental olarak kaldıramadığını hissedip düşündüğünde ve kendince onayladığında uzaklaşmaya başlar ve dolayısıyla hayatındaki herkese, her şeye karşı ‘kırılganlık korkusu’ yeşermeye başlar. Böylece kişiler romantik, platonik, ailevi, arkadaşlık vs her türlü ilişkide yakınlık korkusu yaşamaya başlar ve zamanla kendi kendilerini sabote etmeye başlarlar. Bu sabotaj durumu yakınlık korkusunun en önemli belirtilerindendir. Diğer belirtiler de şu şekilde sıralanabilir:

*Mükemmeliyetçilik: Yakınlık korkusuna sahip olan kişiler ilişkilerdeki gerçek bağlara sahip olmadıklarını düşünebilirler ve mükemmel olmaya çalışırlar. Bu da insanlarla aralarına mesafe koymalarında neden olur.

*Kendi İhtiyaçlarını Belirtememe: Bu korku kişilerin partnerlerine karşı ihtiyaçlarını uygun şekilde ifade edememesine neden olabilir. İletişim eksikliğinden kaynaklanan bir kalıp oluşur ve kişiyi yakınlık korkusuna daha çok iter. 

*Kendine Güveneme: Kişiler yakınlık korkusunun etkisiyle kendilerini yetersiz hissederler ve bundan ötürü güvensizlik açığa çıkar. 

*Karşıdakine Güvenmeme: Kişiler kendi yetersizliklerinden dolayı karşıdaki kişiye de güvenmemeye başlarlar.

*Fiziksel Temasta Zorlanma: İnsanlarla yakınlıktan kaçınma veya onlarla temas etmek için can atma sağlıklı olan bir ilişkiye bile zarar verebilir. Bu sebeple sizler de yakınlık korkusu yaşamaya başlamış olabilirsiniz.

*Birden Fazla Kişiyle Flört Etme: Var olan kişilerin birinde işler ciddiye binebilir ve kişi diğer ilişkisini bitirmek durumunda kalabilir. Bu da yakınlık korkusu için diğer bir belirtidir.

Yakınlık korkusunun belirtilerini gördük. Peki buna neden olan şeyler nelerdir?

*Terk Edilme: Kişilerin ebeveyn ve partneri tarafından terk edilmesi yakın ilişkilerden kaçmasına veya istediği halde onu iten bir unsur olmasına neden olur.

*Anksiyete Bozukluğuna Sahip Olma: Başkalarının yargılamasından, reddedilmekten ve değerlendirilmekten korkan kişilerin yakın ilişkilerden korkup uzaklaşması olasıdır.

*Duygusal İhmal: Duygusal olarak çocuklara uygun olmayan ebeveynler veya partnerlerine uygun olmayan bireyler karşı tarafa güvenilmeyeceği mesajı gönderir. Böylece kişiler yakınlıktan korkar.

*Ebeveyn Kaybı: Ebeveynlerini kaybeden kişiler terk edilme korkusu yaşayarak yakınlık korkusuna kapılırlar.

*Fiziksel Cinsel İstismar: Çocukluk veya yetişkinlikte istismar, hem duygusal hem cinsel yakınlık kurmayı zorlaştırır. 

*İhmal Öyküsü: İhmal edilen bireyler eksiklik duygusu yaşarlar ve güven problemi yaşarlar. Bu da yakınlığı etkileyen bir etkendir.

*Sözlü Taciz: Duygusal istismara uğrayan çocuklar alay edilmekten ve sözlü istismara uğrayacaklarını düşüneceklerinden kendilerini soyutlayabilirler.

*Ebeveyn Madde Kullanımı: Madde kullanan ebeveynler davranış tutarsızlığı yaşayacaklarından partnerlerine ve çocuklarına karşı güvensizlik duygusu oluşur. Böylece yakınlık problemine itilirler.

Peki yakınlık korkusu hayatımızı nasıl etkiler?

Bu korku sahip olduğumuz her ilişkiyi doğrudan etkiler. En çok ikili ilişkilerimizde kendini belli eder. Partnerimize veya karşımızdakine yeteri kadar yeteri kadar sevgi gösterememek, ona bunu hissettirememek, onlarla güzel bir bağ kurabileceğimizi düşündürememek bizi psikolojik olarak daha kötü etkiler. Bu bağlamda fiziksel, cinsel, zihinsel ve duygusal yakınlığa katı sınırlar koyarız ve ilişkilerimizi sonlandırabiliriz. Bunlar intihara, madde kullanımına, sosyal izolasyona, asosyalleşmeye, depresyona, yeni anksiyete bozukluklarına, tamamen bekar kalmaya, bazen birden fazla kişiye odaklanmaya iter.

Peki bu durumla başa çıkmak için neler yapmalıyız?

Yaşadığımız ilişkinin derinliğine ve samimiyetine bağlı olarak bu soruya verebileceğimiz cevaplar farklılık gösterir. Öncelikle bu konularla nasıl başa çıkacağımızı öğrenmemiz gerekmektedir.  İnsanlar bunu kendi başlarına yapabilecekleri gibi bir uzman kontrolünde terapi yoluyla da yapabilirler. Bu yollarla kendimize değer vermek, bu korkunun sebebini öğrenmek, iletişimi güçlendirmek kişiler için katkılardan yalnızca birkaç tanesi olacaktır. 

Aynı zamanda yaşanan belirsizliği kabul edip cesaretli davranmak, geçmişle olan problemimizi çözmek, kendimizi rahat hissedebileceğimiz düşüncelere sahip olmak bizi ele geçiren diğer seslerden kurtulmak ve en önemlisi hedeflerimize yönelmek insanları bu durumdan bir nebze olsun uzak tutup farkındalık kazandıracaktır. 

GAMZE TAŞKAYA

KAYNAKÇA:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e