SINIRDA(BORDERLINE) KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Diyalektik Davranışçı Terapi Kuramının öncülerinden Marsha Linehan tarafından geliştirilen Biyososyal Teoriye göre BKB(Borderline Kişilik Bozukluğu) duygu düzenleme sistemindeki bir bozukluktan kaynaklanmaktadır. BKB olan bireyler, biyolojik bir yatkınlık nedeniyle duygusal kırılganlıkları (emotional vulnerability) yüksektir ve duygularını düzenlemede yetersiz kalırlar. Bu yetersizlik, geçersiz bir çevre (invalidating environment) ile etkileşime girdiğinde BKB gelişimi için gerekli zemin hazırlanmış olur (Linehan, 1993). Borderline kişilik bozukluğu, kişiliğin işleyişindeki bir bozukluktur. Duygusal, davranışsal, bilişsel alanlarda ve özellikle kişilerarası ilişkilerde zorluk yaşadığı bilinen borderline kişilerin sağlıklı olanlara göre daha yüksek düzeyde kıskançlığa sahip olabileceği belirtilmektedir. Genç erişkinlik döneminde başlayan, aşırı dürtüsellik, duygulanımda ve kişiler arası ilişkilerde dengesizlik, benlik algısında yetersizlik ve terkedilmeye karşı aşırı hassasiyet ile karakterize bir sendromdur . APA’nın DSM 5 sınıflandırmasına göre BKB tanısı koyabilmek için erken ergenliğin başından itibaren birçok bağlamda kendini gösteren aşağıdaki 9 kriterden 5’inin ya da daha fazlasının varlığı gereklidir (APA, 2013):
1)Terk edilmekten kaçınmak için çılgınca çaba gösterme
2)Gözünde aşırı büyütme ve yerin dibine sokma uçları arasında giden, tutarsız ve gergin kişiler arası ilişkiler
3)Kimlik karmaşası
4)Kendine kötülüğü dokunacak en az iki dürtüsellik (para harcama, cinsellik, madde kötüye kullanımı, güvensiz araç kullanma vb.)
5)Yineleyici intihar davranışları, girişimleri ya da göz korkutmalar
6)Duygulanımda tutarsızlık
7)Süreğen bir boşluk duygusu
8)Uygunsuz yoğun öfke, öfke denetiminde güçlük
9)Zorlanmayla ilişkili gelip geçici kuşkucu düşünceler ya da ağır çözülme belirtileri. BKB’da başkalarına karşı tutumlar ve duygular hızlı ve anlaşılmaz bir biçimde sertçe değişebilir (Kring, Johnson, Davison ve Neale, 2017). BKB’daki negatif ruh hali değişikliklerinin, majör depresif bozukluktan daha ani, büyük ve beklenmedik olduğu gösterilmiştir (Trull, Solhan, Tragesser, Jahng, Wood, Pisteki ve Watson, 2008). Yoğun öfke nöbetleri kişiler arası ilişkiler açısından önemli bir sorundur. Başkalarının ufak duygu belirtileri bile onlar için büyük hassasiyet taşır (Lynch, Rosenthal, Kosson, Cheavens, Lejuez, ve Blair, 2006). BKB olan kişiler sıklıkla, dürtüselliklerinin fazla olması nedeniyle, kumar oynama, tehlikeli cinsel birliktelikler yaşama, aşırı yeme, madde kullanımı gibi uç noktalarda davranışlar sergileyebilirler. Açık ve uyumlu bir benlik bilinci gelişmediği için değerler, bağlılık ve kariyer seçimi gibi temel konularda büyük sıkıntılar yaşayabilirler. Yoğun terk edilme korkusu nedeniyle yalnız kalmak istemezler. Eğer terk edilirlerse öfke nöbetleri geçirebilir, kendilerine veya başkalarına zarar verebilir veya depresyona girebilirler (APA, 2013). İntihar olgusu BKB hastalarıyla yakından ilişkili olup, bir çalışmada 20 yılı aşkın bir dönemden sonra bu hastaların %7,5’unun intihar ettiğini göstermiştir . BKB olan hastalar intihar niyeti olmadan çeşitli kendine zarar verme eylemleri de sergileyebilirler. Jiletle kollarını bacaklarını kesebilirler ya da sigarayla bedenlerini yakabilirler. Bu davranışlar zararlı ancak ölüme yol açmayacak kendini cezalandırma davranışlarıdır. BKB hastalarının en az üçte ikisi, hayatlarının bir döneminde bilerek kendilerine zarar verirler .BKB özelliklerinde önemli bir yere sahip olan dürtüsellik beraberinde riskli, planlanmamış, aniden gelişen ve istenmeyen sonuçlara yol açabilecek davranışları getirir (Yazıcı & Yazıcı, 2010). Dürtüsellik hızla duygusal değişkenliğe yol açarak şiddet davranışı için zemin oluşturur .BKB olan hastaların dörtte üçü 10-15 yıl sonra tanı kriterlerini karşılamazlar (Zanarini, Frankenburg, Hennen ve Silk, 2006). Birçoğu da 40 yaş itibarıyla artık tanı kriterlerini karşılamaz (Paris, 2002). Öfke ve dürtüsellikle kıyaslandığında, kendine zarar verme ve intihar davranışı daha hızlı yok olur (Zanarini ve ark., 2006).BKB hastaları genellikle depresyon, anksiyete ve madde kullanımı ile eştanı alırlar. Duygu durum bozuklukları yaşam boyu hastaların %96’sında görülerek ilk sıraya yerleşir: depresyon oranı %71-%83 arasındadır. Anksiyete bozuklukları %88 ile depresyonu takip eder: %34-%48 oranında panik bozukluk ve %47-%56 oranında PTSB görülür. Alkol ve madde bağımlılığı %50-%65 arası, yeme bozuklukları ise %7-%26 arasında rapor edilmiştir (Zanarini, Frankenburg, Dubo, Sickel, Trikha, Levin ve Reynolds, 1998).Dikkat eksikliği ve hipaeraktivite bozukluğu (DEHB) olan çocuklarda ileride birçok psikiyatrik problemin yanısıra BKB geliştiği de görülmüştür (Sevinç, Şengül, Çakaloz ve Herken, 2010). Philipsen ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada şiddetli BKB semptomları olan hastaların öykülerinde büyük oranda çocukluk DEHB bulunduğunu göstermişlerdir. DEHB olan çocukların maruz kaldığı duygusal yoksunluk ve istismarın şiddeti BKB nin gelişimini belirlemektedir (Philipsen, Limberger, Lieb, Feige, Kleindienst, Ebner-Priemer, Barth, Schmahl ve Bohus, 2008) BKB tanısı almış olan bireylerin, tutarsız davranışlarının varlığı kişiler arası ilişkilerdeki işlev kaybı ve zorlanmalara neden olmaktadır. Bireyin kendisini karşısındaki bireyin yerine koyarak, ilgili durum ve yaşantıya karşısındaki bireyin penceresinden bakması ve karşısındaki bireyin duygu, düşüncesini hissetmesi empati olarak tanımlanır. BKB üzerine yapılan çalışmalara bakıldığında kişilerarası ilişkilerde önemli bir rolü olan empatinin BKB söz konusu olduğunda farklılaşabildiği görülmektedir. Bu çalışmada BKB’de empatinin değerlendirilmesini sağlamak amacıyla borderline kişilik bozukluğunda empati olgusu üzerine yapılan araştırmalara ilişkin araştırma bulgularına yer verilmiş, araştırma, konuyla ilgili yayınların retrospektif taranması biçiminde gerçekleştirilmiştir. Yapılan çalışmalar ışığında BKB tanısı almış olan bireylerin kişiler arası ilişkilerinde empati yetilerindeki farklılaşmanın rolü olabileceği görülmektedir. BKB tanısı alan bireylerin ebeveyn ilişkileri, aile tutumları ve travmatik ve/veya olumsuz çocukluk dönemi yaşantılarının empati becerisinde azalma özellikle de bilişsel empati becerisinde azalma ile ilişkili olduğu belirtilmektedir. BKB’nin hem toplumda hem de klinik ortamlarda görülme oranı oldukça yüksektir. Bu oran klinik örneklemde %15-20 arasında olup, genel yaygınlık oranına göre daha yüksek oranda seyretmektedir.(APA, 2013). Yaşam boyu yaygınlığının ise %5,9 olduğu düşünülmektedir (Grant vd., 2008). BKB tanısı alan bireylerin %10-12’si ayakta tedavi görürken iken eş tanı alarak hastanede yatarak tedavi gören bireylerin %20-22’sinde BKB görülmektedir (Ellison vd., 2018). BKB tanısı alan bireylerin kendilerine zarar verme ve intihar girişimleri sebebiyle hastanelerin acil servislerine sıklıkla başvurmaktadır (YenVd., 2021). BKB‘nin risk faktörleri tam olarak bilinmemekle birlikte genetik ve psikososyal faktörlerin zemin hazırlayıcı olduğu (Cattane vd., 2017), genetik aktarımın %40 oranında etkisi olabildiği görülmektedir. (Courtney-Seidler vd., 2013). Ancak genetik aktarımla ilgili araştırmalar sınırlı sayıdadır (Witt vd., 2017). Bununla birlikte tek yumurta ikizlerinde BKB görülme oranının çift yumurta ikizlere göre daha yüksek olduğu bilinmektedir (Torgersen, 2000). Borderline kişilik bozukluğu ile ilgili yapılan çalışmalarda en yaygın görülen etiyolojik faktörlerden bir tanesi de psikososyal faktörlerdir (Plomin vd., 2000). Psikososyal faktörler başlığı altında en sık araştırma konusu olarak incelenen çocukluk çağı travmalarıdır. (Bornovalova vd., 2013). Borderline kişilik bozukluğu tanısı alan bireylerin %30- 90’ında çocukluk çağ travma geçmişi söz konusudur (Zanarini, 2000; Faraji & Tezcan, 2022). Reich vd. (1997) BKB tanısı alan bireylerin %10 -73’ünde fiziksel, %16-70’inde cinsel istismar bildirmektedir.
ELİF ÖZMİR
KAYNAKÇA
ERCİYES AKADEMİ, 2022, 36(3), 1294-1313 https://doi.org/10.48070/erciyesakademi.1097395 BORDERLİNE KİŞİLİK BOZUKLUĞUNDA EMPATİYE DAİR BİR GÖZDEN GEÇİRME Haydeh FARAJİ Betül İPEK Borderline Personality Features and Jealousy Traits in University Students* 1 Dr. Öğr. Üyesi Haydeh FARAJİ İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü, İstanbul – Türkiye. haydehfaraji@aydin.edu.tr https://orcid.org/0000-0001-5306-6546 Dr. Öğr. Üyesi Kahraman GÜLER İstanbul Aydın Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü, İstanbul – Türkiye kahramanguler@aydin.com https://orcid.org/0000-0002-0049-0658 Medeniyet Araştırmaları Dergisi, Cilt: 3 Sayı: 5 Yıl: 2018 Journal of Civilization Studies, Volume: 3 Issue: 5 Year: 2018 Derleme Makale Review Article BORDERLINE KİŞİLİK BOZUKLUĞU: BİR GÖZDEN GEÇİRME Mine ALGAÇ KUTLU
Bir yanıt yazın