
AKUT STRES NEDİR?
Akut stres; bireylerin yaşamış oldukları travmatik bir olaya göstermiş oldukları psikolojik iyi oluş halini olumsuz etkileyen bir tepkidir. Akut stres bozukluğu, travmatik bir olaydan hemen sonra ortaya çıkar. Her bireyin travmatik olaylara verdiği tepkiler farklıdır. Akut stres bozukluğu (ASB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile benzer semptomlar içerse de geçici olması ve semptomların 3 ile 30 gün arasında devam etmesi yönü ile ondan ayrılmaktadır. Bu anlamda travmatik bir olay sonrası TSSB geliştirilmemesi için akut dönemdeki müdaheleler önem taşımaktadır. ASB döneminin ciddiye alınması, hatta önlenebiliyorsa ASB gelişmeden önlenmesi bireyin zihinsel sağlığı açısından önemlidir. Akut stres bozukluğunun yaşanması için travmatik olayın her zaman kişi tarafından deneyimlenmesi gerekmez. Bireyin travmatik olaya tanıklık etmesi ya da travmatik olayın bir yakını tarafından yaşandığını öğrenmesi de ASB belirtilerine yol açabilir. Akut stres bozukluğu belirtilerine bakıldığında; kişinin travmatik olayı tekrar tekrar yaşamasına sebep olan flashbackler, anılar ve rüyalar aracılığı ile istemsiz tekrarlar yaşaması karşımıza yoğun olarak çıkmaktadır. Bu durum çocuklarda yineleyici oyunlar şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Kişinin mutluluğu ve doyumu yaşayamaması, olumsuz ruh hali içerisinde bulunması, travmatik olayı hatırlatan düşünce, duygu ve nesnelere ilişkin kaçınma belirtileri göstermesi de semptomlar arasındadır. Ayrıca ASB sürecinde bireylerin bu süreçte disosiyatif semptomlar yaşayarak gerçeklik algısında bozulma yaşayabildiği de bilinmektedir. Son olarak uyku bozukluğu, odaklanma sorunu, her an tetikte olma ve ajite hali gibi uyarılma semptomları da görülebilmektedir. ASB olan bireylerde depresyon ve anksiyeteye eş tanı da görülebilmektedir. Bu noktada önemli olan kısım bu semptomların geçici olduğudur. Eğer semptomlar geçmiyor, şiddetleniyor ve önlenemiyorsa TSSB gelişimi açısından yüksek risk taşımaktadır. ASB’de birey semptomları göstermekte ve işlevsellikte düşüş yaşamaktadır. Ayrıca ASB tanısında önemli bir nokta bozukluğun bir madde ya da başka bir sağlık durumu ile açıklanamıyor olmasıdır. Bu açıdan diğer durumların dışlanması ve ASB’nin farklı bir bozukluk ile açıklanamıyor olması tanılama açısından önem taşımaktadır. Akut stres bozukluğu travmatik olayların yaşanmasından sonra görülmektedir. Travmatik olaylar; yas, ölüm tehlikesi, ciddi yaralanmalar, kazalar, doğal afetler, ölümcül hastalıklar, istismar, cinsel saldırı veya tecavüz vs. olabilmektedir. Travmatik olaylar ile ilgili yapılan bir araştırmada motorlu araç kazası geçiren kişilerin akut stres bozukluğu geçirmeye yatkın oldukları bulunmuştur (Turan ve diğ., 2003). Akut stres bozukluğuna yol açan olayları inceleyen bir diğer araştırmada ise gebelik kaybının akut stres bozukluğu semptomlarını artırdığı sonucuna ulaşılmıştır (Keten ve diğ., 2015). Her bireyin ASB geliştirme riski aynı değildir. Geçmişte yaşanan ya da tanıklık edilen travmatik bir olayın varlığı, farklı bir psikopatolojinin olması gibi faktörler risk düzeyini artırmaktadır. Bir olayın travmatik olarak görülebilmesi kişinin baş etme becerilerine de bağlıdır. Bu açıdan ASB’nin önlenmesi için kişinin baş etme becerilerinin geliştirilmesi son derece önemlidir. ASB’nin tedavisinde bilişsel davranışçı terapi, farkındalık çalışmaları ve ilaçlar kullanılabilmektedir. Özetle, ASB travmatik bir olay sonrasında ortaya çıkan geçici bir stres bozukluğudur. Bu duruma yönelik farkındalığın artırılması ve önleme çalışmaları daha ciddi bir patolojinin gelişmemesi açısından önemlidir. ASB’nin tipik olarak bir ay içerisinde düzelmesi beklenmektedir. Ancak kişi bilinçli davranarak travmatik bir olaydan sonra bir ruh sağlığı desteği alırsa bu süreç daha sağılıklı atlatılabilmektedir. ASB’nin önlenmesinde sosyal destek, başa çıkma mekanizmaları geliştirmek ve genel iyi oluşu korumak da önem taşımaktadır.
Berna Köksal
Kaynaklar
Turan, M. T., Eşel, E., Keleş, Ş. (2003). Motorlu araç kazası geçiren kişilerde akut stres bozukluğu semptomlarının değerlendirilmesi. Klinik Psikiyatri, 6, 12-17. Keten, H. S., Gençoğlan, S., Dalgacı, A. F., Avcı, F., Satan, Y., Ölmez, S., Çelik, M. (2015). Gebelik kaybı sonrası akut stres bozukluğunun değerlendirilmesi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 40, 2, 226-232. https://www.yasantipsikoloji.com/kisisel-gelisim/akut-stres-bozuklugu
Bir yanıt yazın