FİLTRE VE PSİKOLOJİ
Sosyal medya nedir?
Sosyal medya, özellikle internetin hayatımıza girmesiyle oluşmuş bir platformdur. Sosyal medya, kullanıcılarının kendilerinin ürettikleri içerikleri yayınlayabileceği, paylaşabileceği ve bazı sosyal medya ağlarında istedikleri kişilerle iletişime geçebilecekleri çevrimiçi bir platformdur. Sosyal medyada aynı zamanda etkileşime geçilebilir ve topluluklara üye olunabilir. Bazı sosyal medya platformlarında da kullanıcıların kendi içeriklerini ürettikleri ve bu ürettikleri içeriği paylaştıkları görülmektedir.
Günümüzde en çok kullanılan sosyal medya ağlarına örnek olarak Twitter, Instagram, Youtube verilebilir. Bu uygulamaların bazıları iletişim kurmayı sağlarken bazıları içerik üretip paylaşmada bir aracıdır. Bazıları etkileşim için kullanılırken bazıları günümüzde konum bilgilerini paylaşmak için, güncel haberleri okuyabilmek için ve eğitim gibi fayda sağlayacak konularda bilgilendirme için kullanılmaktadır.
Sosyal medyanın kolay kullanımı nedeniyle her geçen gün kullanıcı sayısı artmaktadır.
Günümüzde sosyal medya kullanım süresinin de arttığı görülmektedir. Bu durum özgüven problemlerine, anksiyete problemlerine, depresyona ve beden aldıgısında olumsuz etkilenme gibi birçok psikolojik problem neden olmaktadır.
Sosyal medyada kullanılan filtre
Sosyal medyada kullanılmakta olan görünümü değiştiren dijital görüntü efektleridir. Sosyal medyada kullanılan filtreler telefonlarda ve diğer cihazlarda çekilen özçekimlerin görünümlerini değiştirmek için kullanılmaktadır.
Sosyal medya filtreleri psikolojiyi nasıl etkiliyor?
Günümüzde sosyal medyada kullanılan filtreler, fotoğraflarda kullanılan filtreler ve selfieler kişilerin hayatlarında büyük bir yer kaplamaktadır. Bu filtreler yüzü inceltmekte, suratı pürüzsüzleştirme, gözleri büyütme, burnu küçültme, göz rengini değiştirme, bedeni olduğundan daha zayıf ya da daha kilolu gösterme, boy uzatma gibi birçok şey yapmaktadır. Filtreler ilk kullanılmaya başlandığı zamanlarda yalnızca eğlenmek için kullanılmakta olsa da, zamanla kişiler dış görünüşlerinde bir sorun olmasa bile memnun olmamakta ve dış görünüşleriyle ilgili şikayetleri bulunmaktadır. Bu kullanılan filtreler topluma belli bir beden ve güzellik algısı dayatmaktadır. Örneğin; küçük burun, kemikli ve keskin hatlı yüz, pürüzsüz bir cilt, dolgun dudak, ince uzun bir beden gibi. Yani normal olana değil gerçek olmayan bir görüntüye karşı beklentileri artıyor. Ve insanlara mükemmeliyetçi bir bakış açısı kazandırıyor. Sosyal medyanın güzellik standartlarının oluşturmuş olduğu bu baskı, kişileri dış görünüşlerini değiştirmeye itmekle birlikte bir diğer yandan da ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bireyler kullanılan filtrelerde kendilerini gördükten sonra aynada kendi gördüğü kişiyi görünce ortaya beden algısı bozukluğu çıkıyor. Beden algı bozukluğu, kişinin vücutlarında kusur olmamasına ya da ufak kusurları olmasına rağmen bu kusurlarını zihinlerinde büyütmekte ve çirkin ve kötü göründüklerini düşünmelerine ve sürekli olarak bunu düşünmelerine uğraşmalarına neden olan bir psikolojik hastalıktır. Beden algı bozukluğuna sahip olan kişiler; aynada kendini görmekten rahatsız olma, fotoğraf çekilmekten kaçınma, algılanmış olan soruna sürekli bakma gibi belirtiler göstermektedirler.
İnsanlar sosyal medyada çoğu zaman en kusursuz hallerini paylaşırlar. Çekilen yemeklerin resimleri, gidilen yerlerin eğlenceli olması, insanların şık, zayıf, kusursuz görünmelidir. Bu yüzden insanlar kendileriyle bu filtreli halleri karşılaştırınca kendileri haricindeki herkesin çok daha mutlu ve güzel olduklarını sanmaktadırlar.
Ceren Tetik
Bir yanıt yazın