DENEYSEL PSİKOLOJİ
Bilimsel yöntemler kullanılarak zihindeki karmaşık süreci anlamlandırmayı ve yönetmeyi hedefleyen psikoloji alanı deneysel psikoloji olarak adlandırılır. Zihnin yapısını bilimsel çalışmalar ile anlaşılmasını hedefleyen deneysel psikoloji, bireylere test uygulamayı, test sonuçlarını ölçmeyi ve karşılaştırmalar yaparak sonuca ulaşır. Benzer bir diğer tanımı ise çeşitli kontrollü koşullar altında verilen sözel veya davranışsal tepkilerin analizi ve bu analizlerin gözlemlerin sonuçlarından i hesaplamalar yaparak açıklayıcı teori kurmayı hedefler.
Deneysel psikolojinin ortaya çıkış tarihi net olmamakla birlikte yaklaşık olarak 1800 lü yıllarında Gustav Fechner adlı bilim insanının öncülüğünde ortaya çıkmıştır.Fechner, bir uyaranın şiddetindeki artış oranının, duyumun şiddetinde aynı oranda artış üretmediğini savunmuştur. Fencher’a göre karanlığı aydınlatan bir mumun yanına başka bir mumun eklenmesi, yanmakta olan 10 mumun yanına yeni bir mum eklenmesinden daha fazla duyum artışı sağlar. Bu nedenle Fencher, uyaranın şiddetinin etkilerinin duyum miktarına göre değiştiğini vurgular. İnsan zihninin uyarana karşı dinamik tepkiler verdiğinin keşfedilmesi, deneysel psikolojinin temelinde yer alan bireyin çevre ile girdiği etkileşimin somutlaştırılması fikrini ortaya çıkardı.Fechner, sonraki yıllarda bu alanda araştırma yapmaya devam etti ve insan algısı ile ilgili yeni fikirleri test etti. Wilhelm Wundt gustav fechnerin çalışmalarını yakından takip ederek, deneysel psikolojinin temel yöntemlerini ve amaçlarını belirledi. Wilhelm Wundt’un ilk deneysel psikoloji laboratuvarı ve bilimsel dergiyi açması yaklaşımın bir bilim dalı olmasını sağladı. Deneysel psikolojinin ilerlemesinde Hermann Ebbinghaus’un çalışmaları önemli rol oynar. Fechner’ın “Psikofiziğin Öğeleri” adlı kitabından etkilenen Ebbinghaus öğrenme, bellek ve unutma süreçleri hakkında ilk bilimsel araştırmaları yapmıştır. Deneysel psikolojinin gelişmesinde önemli rol oynayan diğer bilim insanları ise Hermann von Helmholtz, Ernst Weber, Frederic Skinner, Charles Darwin ve Mary Whiton Calkins olarak belirtilir.
Deneysel psikolojinin ortaya çıkmasından itibaren bazı deneysel çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar:
- Asch uygunluk deneyi
- Görünmez goril deneyi
- Küçük Albert deneyi
ASCH UYGUNLUK DENEYİ
Solomon Asch tarafından 1951’de yapılan bir araştırmadır. Deneyin amacı bireyin doğruluğundan şüphe duyduğu bir düşünceyi sosyal baskı nedeniyle kabul etme sürecine yönelik açıklamalar getirmektir.Asch, deneyini altı araştırmacı ve bir katılımcıdan oluşan yedi kişilik gruplar üzerinde gerçekleştirdi. Deneye gelen katılımcılar grubu oluşturan diğer üyeler ile tanışırken bu kişilerin Asch’in yardımcıları olduğundan habersizlerdi. Yardımcılar Asch’in planladığı şekilde katılımcıyı manipüle edeceklerdi.
Araştırma katılımcı grubuna çizgilerin uzunluğunun karşılaştırılacağı algısal bir test olarak tanıtıldı. Katılımcı grubuna birinde üç diğerinde tek çizgi içeren ikili kartlar gösterildi. Katılımcının görevi üç çizgi bulunan karta bakarak hangi çizginin diğer kartta yer alan tek çizgiye en çok benzediğini söylemekti.Deneyin ilk aşamasında tüm katılımcılar tek tek odaya alınarak görevi tamamladılar. Katılımcılar bu aşamada %99 oranında doğru yanıtlar verdiler. Deneyin ikinci aşamasına geçildiğinde katılımcılar 7 kişilik gruplar halinde odaya alındılar. Katılımcılar çizgilere yönelik cevapları sıra ile verdiler. Buna göre ilk altı sırayı Asch’in yardımcıları son sırayı ise gerçek katılımcı oluşturdu. İlk turlarda tüm bireyler doğru yanıtlar verirken daha sonraki turlarda tüm yardımcılar planlanmış şekilde aynı yanlış cevabı vermeye başladılar. Son sırada yer alan katılımcılara cevap sırası geldiğinde sorulara verdikleri doğru yanıt oranı %99’dan %32’ye kadar düştüğü gözlemlenmiştir.
GÖRÜNMEZ GORİL DENEYİ
Christopher Chabris ve Daniel Simons tarafından 1999 yılında gerçekleştirildi. Araştırmacılara göre birey dikkatini görevlere, nesnelere veya olaylara odaklarsa tamamen görünür olan bir şeyi fark edemeyebilirdi. İstem dışı körlük olarak adlandırılan bu etkiyi incelemek isteyen araştırmacılar görünmez gorıl deneyini tasarladılar.
Görünmez goril deneyi araştırmacılar tarafından hazırlanan bir videonun katılımcılara izletilmesini içerir. Videonun içeriğini çember halindeki sekiz beyaz gömlekli kişinin bir basketbol topunu birbirine attığı sırada goril kostümlü birinin çemberin ortasına girip çıkması görüntüleri oluşturur. Araştırmada katılımcılara yöneltilen görev basittir. Beyaz gömlekli kişilerin videonun başlangıcından sonuna kadar yaptıkları pas sayısını saymak araştırmanın görevi olarak belirlenmiştir. Araştırmanın sonunda katılımcıların pek çoğunun ortada görünen gorili fark etmedikleri belirlenmiştir.
KÜÇÜK ALBERT DENEYİ
Küçük Albert deneyi, davranışçılık yaklaşımının kurucusu olan John Watson tarafından 1920 yılında gerçekleştirilmiştir. Küçük Albert deneyinde Watson, bir bebeğin koşullama yoluyla verilen uyarıcılardan korkmasının mümkün olup olmadığını araştırdı.
John Watson, bebeğin koşulsuz bir uyaranla, korku tepkisini ortaya çıkaracak uyarana aynı anda maruz kaldığı bir deney tasarladı. Deneyin koşulsuz uyaranı Albert isminde bir fareyken koşullu yaranı ise yüksek sesti. Yüksek ses ile Albert’i aynı anda algılayan bebek farenin koşullu bir uyaran haline gelmesine yol açtı. Bebek bir süre sonra Albert’i görmeden korku tepkisi vermeye başladı. Watson’ın Küçük Albert deneyi duygusal tepkilerinin koşullandırma yoluyla kasıtlı olarak nasıl şekillendirilir bileceğini gösterdi.
Elvin Erdoğdu
Bir yanıt yazın