TOPLUMDA ÇOCUK DEDİĞİN NEDİR?
Bu yazımızda ailelerin en değerli varlıkları olan hatta bulundukları toplumun geleceği ve sürdürülebilirliği için büyük bir öneme sahip olan çocuklardan ve onların rollerinden bahsedeceğiz.
TOPLUMDA ÇOCUĞA VERİLEN ÖNEM NASIL DEĞİŞİM GÖSTERMİŞTİR?
Geleneksel Türk toplumunda çocuksuz ev düşünülemez. Evlilik çocuk sahibi olmakla eşdeğer görülür. Hatta çocuk sahibi olmamak evin bir eksikliği olarak söz edilir ve bu durumun sorumlusu kadın olarak görülebilir. Bu eksikliği gidermek için aileler koca karı ilaçları, türbe ziyaretleri vb. gibi tüm yollara başvurur. Ayrıca erkek çocuğa sahip olmak ayrıcalık ve zorunluluk olarak görülmektedir. Eğer çocuk kız olursa bunun sorumlusu da kadındır. Bu anlayıştan ötürü çocuğun erkek olması için de koca karı ilaçları, türbe ziyaretleri, adaklar vb. gibi yöntemlere başvururlar.
Gebelikte sağlıklı çocuğa sahip olmak, çocuğun büyüme ve gelişimi ile ilgili sorunlar için doktorlardan önce “geleneksel önlemler ve yöntemler” tercih edilir. Örneğin konuşmasında gecikme olan bir çocuğa muska yazdırılır. Tıbbi yollar sonraki çare olarak görülebilir. Çocuğu nazardan koruyucu tedbirler de alınır. Çocuk doğduktan sonra “Çocuk görme” ziyaretlerine gidilir. Anne ve çocuk için hediyeler alınır. Geleneksel Türk toplumunda çocuklar sevilir, öpülür, korunur; çocuklara ninni okunur. Büyüklerin yanında anne babaların çocuklarını sevmesi ayıplanır. Çocukları yalnız anne-baba değil tüm köy yetişkinlerinin terbiye etme hakkı vardır. Yaramaz çocuklar babayla, cinlerle, doktor ve polisle korkutulur. Geleneksel Türk toplumunda çocuklar çoğunlukla korkutularak, sindirilerek büyütülür; çocukların merakları ve özgür davranışları engellenir. Uslu, söz dinler olmaları girişken olmalarından önde tutulur.
Kız çocuklarının erken yaşta (10-12 yaş) yaşıtları erkek çocuklar gibi sokakta oynaması, okula gitmesi hoş karşılanmaz; evde oturması istenir. Hatta kız çocukları, temel eğitime gönderilmez veya eğitimi bitmeden okuldan alınabilirken küçük çocuklar ve özellikle erkek çocuklar üzerinde denetim zayıftır. Fark edildiği üzere Geleneksel Türk toplumunda çocuklar arasında bile cinsiyet ayrımcılığı söz konusudur.
Ancak değişen ve gelişen dünyada, özellikle teknoloji alanında yaşanan hızlı değişimler yaşamın tüm alanlarına yansıyarak toplumların yaşam biçimlerini etkilemiştir. Sanayileşmeyle birlikte azalan insan gücüyle köylerden kentlere göçler yaşanmıştır. İletişimde, tıpta, eğitimde, ekonomide… yaşanan gelişmeler ve bunlara bağlı değişimler sosyal ve kültürel değişimlere de neden olarak toplumsal yaşamı derinden etkilemiştir. Örneğin:
- Kadın-erkek ilişkileri uygarlaşmıştır.
- Kadının ailede ve toplumdaki konumu yükselmiş, değeri artmıştır.
- Kadının çalışması ile aile içi gelir artmış; buna bağlı olarak tüketim de artmıştır.
- Dinsel kurumların insan yaşamını yönlendirme gücü zayıflamıştır.
Yeni yüzyıl çocuklar açısından parlak bir çağ olmuştur. Toplumsal değişimler, aileler ve kurumlar tarafından, çocuklara verilen önemi farklılaşmıştır. Tıptaki gelişmeler çocukların sağlıklı büyümelerini, hastalıklardan korunmalarını sağlamıştır. Sağlık kuruluşları bebeklerin ücretsiz takiplerini yapmakta ve bulaşıcı hastalıklara karşı aşı kampanyaları ile çocuklar korunmaktadır. Çocukların beden sağlığı kadar ruh sağlıklarının da önemli olduğu görüşü, günümüzde daha fazla önem kazanmıştır ve bunun için çocuk psikiyatri merkezleri kurulmuştur. Ruh sağlığı hizmetleri okullarda, psikolojik danışman ve rehber öğretmenlerle yürütülmektedir. Çocukların eğitimi alanında da birçok yenilik yapılmıştır. Temel eğitim yaygınlaştırılmış, eğitim kız ve erkek çocuklar için zorunlu hâle getirilmiştir.
Sonuç olarak bir toplumda meydana gelen değişimler, dönüşümler tıpkı birleşik kaplarda olduğu gibi birbirleriyle etkileşim içinde oluşmaktadır. Konumuz bağlamında, çocuk ve çocuklukla ilgili gelişmelere baktığımızda Avrupa’daki Sanayi Devrimi’nin yansımalarıyla değişen toplum yapısı, kadının toplumdaki, aile içindeki yeri ve sorumluluklarının değişmesiyle bir koşutluk göze çarpmaktadır. Çocuk bu değişimlerle birlikte görünür olmaya başlamış, çocuğa yönelik etkinlikler bazı düzenlemelerle kayıt altına alınmış, okulların ders programları yeniden düzenlenmiştir. O günden bu yana kaynaklarda çocuk ve çocuklukla ilgili daha çok bilgiye yer verilmiştir. Bugün çocuklarımız hakkında daha çok kaygılar duyuyoruz, çocuklar için daha çok yayınlar ve araştırmalar yapılıyor. Bu da geçen zaman içinde çok yavaş da olsa çocukların lehine bazı şeylerin değiştiğini gösteriyor (Kuyumcu,2015).
GENEL OLARAK ÇOCUĞUN TOPLUMDAKİ ROLLERİ NELERDİR?
- Geleceğin Yetişkinleri:
Çocuklar, yetişkinlerin yerini alacak ve toplumun sosyal yapı taşlarını oluşturacak bireylerdir. Eğitim ve yetiştirilme tarzları onların toplumun değerlerini, bilgilerini ve bilgilerini öğrenmelerini sağlayarak yetişkinlik dönemlerine hazırlanmalarını sağlar. Kendi yollarını kullanarak mesleklerini icra eder, toplumsal roller üstlenir ve toplum yararına katkı sağlarlar.
- Toplumsal Değerlerin Gelecekteki Taşıyıcıları:
Çocuklar, toplumsal değerler ve kültürel mirası gelecek nesillere aktaracak olan kişilerdir. Aile, okul ve diğer sosyal çevrelerde edindikleri değerler, onların toplumunun bir özelliği olarak sorumluluklarını yerine getirmelerine yardımcı olur. Geleneklerini, dillerini, sanatı ve diğer kültürel unsurları koruma ve yaşatma görevini üstlenirler.
- İnovasyon ve Yaratıcılık:
Çocuklar, merak duyguları, hayal güçleri ve liderlikleriyle toplumun inovasyon ve ilerlemesine katkıda bulunurlar. Onların özgür yazılımlarını, yeni elde etmelerini sergilemeyi ve mevcut durumunu sorgulamayı teşvik eder.
- Sosyal Duyarlılık ve Empati:
Çocuklar, toplumun daha iyi bir yer haline gelmesi için dayanışma, yardımlaşma, sosyal duyarlılık ve empati gibi değerlerin hepsini taşıma ve geliştirme potansiyeline sahiptir. Empati, insan ilişkilerinin temelinde yer alır ve toplum dayanışması ve uyum içinde olmasını sağlar.
- Sosyal Gelişim:
Çocuklar, sosyal mesajlar için önemli bir rol oynarlar. Okul, oyun ve diğer etkileşimler, çocukların empati, iş birliği, liderlik ve iletişim becerileri gibi sosyal becerilere geliştirme yardımcı olur. Bu da toplumun uyumlu ve dayanışma içinde bir yapıya sahip olmasını sağlar.
- Ekonomik Gelişim:
Çocukların sağlıklı ve eğitimli bir şekilde yetişmeleri, toplumun ekonomik tüketimi de katkı sağlar. İyi bir eğitim ve sağlık hizmeti alan çocuklar, ömrü daha üretken bir güç olarak yetişirle
- İnsan Hakları ve Eşitlik:
Çocuklar, insan hakları ve özgürlükleri bilinçlendirilerek büyütüldüklerinde, daha adil ve eşitlikçi bir yapıya sahip olmaya katkıda bulunurlar.
Çocuğun ve çocukluk döneminin doğru bir şekilde tanımlanması ve anlaşılması, tarihsel süreç içerisinde geçirdiği aşamaların incelenmesi çocuklara yönelik yanlış uygulama ve tutumların giderilmesini sağlayarak daha mutlu çocukların dolayısıyla da daha mutlu toplumların oluşmasına katkı verecektir. Çünkü çocuklar toplumun en değerli varlıklarıdır. Toplumun, çocukları iyi bir şekilde koruması ve eğitmesi toplumun genel refahı ve sürdürülebilirliği için büyük önem taşımaktadır.
MERVE İZBUL
KAYNAKÇA:
- Kuyumcu, N. (2014). Tarihten günümüze çocuk ve çocukluk algısı üzerine birkaç söz çocuk tiyatrosu ve çocuklarla tiyatro. Türk Dili Dergisi, 709-713.
- TEZCAN Mahmut, Çocuk Sosyolojisi, Anı Yayıncılık, Ankara, 2005
- YÖRÜKOĞLU Atalay. DeğiĢen Toplumda Aile ve Çocuk, İstanbul, 2000.
Bir yanıt yazın