MANİK ATAK NASIL ANLAŞILIR?
Manik depresyon (Bipolar Bozukluk), ataklarla seyreden, ataklar arasında iyileşme dönemleri olan bir hastalıktır. Hastalığın iki boyutu ya da ucu vardır:bunlardan birisi depresyon diğeri de mani’dir. “Mani” bir duygudurum bozukluğudur ve depresyonun tersidir. Lityum reçetesi verilebilecek bir psikiyatristin müdahalesini gerektirir. Lityum aşırı duygudurum çalkantılarını düzenler ve hastanın normal bir yaşam sürmesini sağlar. Ancak, terapi başlayana kadar, hastalık duygusal açıdan yıkıcı olabilir. Belirtiler, ilaç ya da alkolden kaynaklanmayan ve en az iki gün süren anormal coşkulu ve huzursuz duygudurumdur. Manik hastanın davranışları zayıf muhakeme belirtileri olan dürtüsel davranışlar (aşırı ve sorumsuzca para harcama) ve aşırı kendine güvendir. Mani, cinsel ve saldırgan davranışlarda artış, hiperaktivite, sürekli hareketlilik, hızlı düşünceler, durmaksızın heyecanlı konuşma ve uyku ihtiyacında azalmayı da beraberinde getirir. Manik hastaların olağanüstü güçlü ve zeki olduklarına dair bir sanrıları vardır. Felsefi ya da bilimsel bir buluş yapmanın ya da karlı bir para kazanma yöntemini ortaya çıkartmanın eşiğinde olduklarında ısrarlıdırlar. Birçok yaratıcı ünlü kişi bu hastalığın pençesindedir ve bunu lityum ile kontrol etmeyi başarırlar. Hastalık sırasında kendilerini çok iyi hissettikleri için ilk atağını geçiren hastayı tedaviye ikna etmek genelde mümkün olmaz. İlk belirtiler o kadar baş döndürücüdür ki hasta bu ani güven ve coşku hissinin yıkıcı bir hastalığın belirtisi olduğunu anlamaz. Bir süre sonra aşırı hareketli hal kontrol edilemez bir deliryuma dönüşerek istek dışı bir hastaneye yatmaya neden olabilir veya aşırı hareketsizlik veya tepkisizliğin eşlik ettiği bir depresyona dönüşebilir. Manik depresif bozukluğun en tipik özelliği, iki farklı atak türüyle seyretmesidir. Başka bir deyişle mani gözlenen bir hastada sonradan depresyon dönemi ortaya çıkmasıdır. Ancak bunun tam tersi de mümkündür, arka arkaya depresyon geçiren bir kişide sonra ilerleyen zamanlarda bir manik atağı oluşabilir. Bu yüzden dikkatli psikiyatristler, sık sık depresyon geçiren kişilerde mani olasılığını devamlı göz önünde bulundururlar. Bir defa mani geçiren kişi ‘manik depresyon- bipolar bozukluk’ tanısı alır, ancak tekrar tekrar depresyon geçiren bir kişiye manik depresif diyebilmek için yine de bir mani atağının gözlenmiş olması şarttır. Depresyon döneminde kişi içine kapanır, sosyal hayattan kopar. İştahı kesilir, kilo vermeye başlar. Devamlı, tarif edilemez derecede şiddetli bir iç sıkıntısı ve mutsuzluk hissi içindedir. Kendine güveni ileri derecede düşüktür. Bir işe yaramadığı, sevilmediği, değersiz olduğu yönünde sabitleşmiş fikirleri olabilir. Bu fikirleri ikna ederek değiştirmek zor, hatta imkansızdır. Yoğun bir boşluk ve anlamsızlık fikri gözlenir. Hayatın ve yaşamanın anlamı olmadığını düşünen hasta, ölümden korkmamaya hatta intihar planları yapmaya başlayabilir. Psikiyatristler, depresyon döneminde intihar fikirlerini çok önemserler, çünkü bu fikirler, tedaviyle ortadan kalkar ve kişi iyileştiği zaman intihar planlarını anlamsız bulur, neden öyle hissettiğini dahi unutabilir. Dolayısıyla depresyon döneminin en acil sorunu intihar düşüncesinin önüne geçilmesidir.
Manik depresyondaki depresyonun, diğer depresyonlardan bazı farkları vardır. Manik depresyonun depresyon döneminde, standart bir depresyona göre çok daha fazla enerjisizlik ve bitkinlik hali gözlenir. Kişi yataktan hiç çıkmak istemeyebilir, manik dönemin aksine günde 16-18 saat uyuyabilir. Hastalık herhangi bir tetikleyici olmadan ani ve hızlı bir şekilde başlayabilir. Öyle ki birkaç gün önce normal olan hasta, 3 gün sonra ağır bir depresyon haline girebilir.
Depresyon dönemi, oldukça ızdıraplı ve sıkıntılı olması, ayrıca intihar riski gibi bir tehlike içermesi nedeniyle acilen tedavi edilmesi gereken bir durumdur.
Hümeyra ADIM
KAYNAKÇA :
İyi Hissetmek
Bir yanıt yazın