Elektrokonvülsif Tedavi Nedir?

Elektrokonvülsif Tedavi (EKT), belli psikiyatrik rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan, beyinden elektrik akımı geçirilerek suni epileptik nöbet benzeri konvülsiyonlar oluşturulmasına dayanan tıbbi bir tedavi yöntemidir. Elektroşok tedavisi olarak da bilinen bu yöntem, 1938’den günümüze kadar etkinliğini korumaya devam etmektedir.

Eski biyolojik tedavi yöntemlerinden biri olan Elektrokonvülsif Tedavi, yapay olarak oluşturulan konvülsiyonun beyinde nöronal düzeydeki etkisinden yararlanarak affektif (duygusal) bozuklukları tedavi etmeyi amaçlar.

EKT tedavisi öncesinde, hastanın sağlığını tehlikeye atmamak amacıyla bazı değerlendirmeler yapılır. Bu değerlendirmeler şunlardır: EKG, tıbbi geçmişin incelenmesi, psikiyatrik değerlendirme, kan testleri ve anestezik risklerin araştırılması. Yapılan değerlendirmeler sonucunda hastanın tedaviye uygun olup olmadığı anlaşılır ve tedaviye hazırlık yapılır.

Tedavi sırasında, anestezi uzmanı ve psikiyatristin gözetiminde hastaya anestezik ilaçlar verilir. Uyutulan hastanın şakaklarından ve başının arkasından elektrik akımı iletilir. Elektrik akımı verildiği anda şuur kaybı oluşur ve elektrik akımının etkisiyle genel bir kasılma gözlemlenir. Elektrik akımı, 5-6 saniye aralıklarla 800 miliamper şiddetinde uygulanmaya devam eder. İşlem sırasında hasta herhangi bir acı ya da ağrı hissetmez.

Bu tedavi yöntemi haftada iki veya üç kez uygulanır ve hastanın semptomları geçene kadar devam ettirilir. Tedavinin ardından hasta, ilaç tedavisine devam eder ve belli aralıklarla tekrar EKT uygulanabilir. Elektrokonvülsif Tedavi başlıca şu hastalıklarda kullanılmaktadır:

  • Parkinson hastalarında görülebilen psikotik veya manik tablolar,
  • Bipolar bozukluk tanılı hastalarda ilaç tedavisine yanıtsız manik dönem,
  • Psikotik bozukluklar,
  • Major depresyon,
  • Gebelerde bazı ilaçların kullanılmasının riskli olabileceği ağır psikiyatrik hastalıklar.

Bu ve benzeri durumların yanı sıra, en belirgin ve sık karşılaşılan durumlar şunlardır:

  • İntihar fikirleri,
  • Ağır depresyon,
  • Saldırgan davranışlar,
  • İçe kapanma gibi belirtiler.

Elektrokonvülsif Tedavi (EKT), bu tür belirtilerde etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Belirtilen hastalıkların tedavisinde, EKT’nin başarı oranının %80 iyileşme sağladığı kanıtlanmıştır. Klinik gözlem sonuçları ve ampirik veriler, özellikle ağır depresyon durumlarında EKT ile iyileşme sağlandığını ortaya koymaktadır.

Elektrokonvülsif tedavinin (EKT) tüm bu olumlu yönlerine karşın, geçmişten günümüze bu tedavi yöntemi doğru tanıtılmadığı ve uygun ortamlarda kullanılmadığı için insanların tedavi süreci ve sonrasıyla ilgili akıllarında soru işaretleri oluşmuş, bu durum önyargıların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Ancak, bu önyargıların önüne geçmek ve insan sağlığını tehlikeye atmamak adına, EKT tedavisi tıbbi endikasyon alanının dışına çıkılmadan uygulanmakta ve çok düşük elektrik akımları tercih edilerek daha güvenilir ve etkili tedaviler sunulmaktadır.

EKT ile ilgili toplumun aklındaki en önemli soru işaretlerinden biri, tedavinin kalıcı beyin hasarı ve kalıcı bellek kaybına neden olup olmadığıdır. Araştırmacılar ve uzmanlar, tıbbi tedavi araçlarının doğru kullanılması durumunda herhangi bir kalıcı sağlık probleminin yaşanmayacağını belirtmiştir. Kalıcı hasar söz konusu olmamakla birlikte, tedavi sonrası EKT’nin bazı geçici yan etkileri olabilmektedir. Bunlar şunlardır:

  • Hasta, anestezi etkisinden çıkarken ilk bir saat içinde yakınlarını tanıyamama durumu yaşayabilir.
  • İlk birkaç gün tarih veya telefon numarası hatırlamakta zorluk çekebilir.
  • Kas ağrısı, halsizlik ve yorgunluk gibi semptomlar görülebilir.

Bu gibi yan etkiler, genellikle birkaç gün veya hafta içinde doktor kontrolünde ve gerekirse ağrı kesicilerle desteklenerek kendiliğinden geçmektedir.

Elektrokonvülsif (elektroşok) tedavi yöntemi, uygun ve donanımlı bir hastane ortamında, alanında uzman doktorlar eşliğinde uygulanmalıdır. Tedavi öncesi ve sonrasında hasta ve yakınları her açıdan bilgilendirilerek, yaşanabilecek olumsuzluklar sıfıra indirilir ve sağlıklı sonuçlar alınması sağlanır.

Yukarıda açıklandığı gibi bir tedavi yöntemi izlendiği takdirde, psikoloji ve psikiyatri alanında geçmişten günümüze devrim niteliği taşıyan bu tedavi yöntemi, gelecekte de aynı başarılarla adını sürdürecektir.

KAYNAKÇA :

Seda Yağmur Kılıç

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e