PSİKOLOGLARIN TERAPİDE KULLANDIKLARI KURAMLAR

Psikoterapi kuramları, bireyin sorunlarını anlamada ve çözüme ulaştırmada, insanların yaşamış oldukları birbirinden farklı süreçleri farklı bakış açılarıyla ele alarak sonuca en etkili şekilde ulaşmamıza yardımcı olurlar. Psikoterapi deneyimine sahip bir terapist için tek bir bakış açısı ya da uygulama yeterli olmamalıdır. Terapinin sonunda ulaşılacak amaca yönelik olarak, farklı süreçlerden geçmiş danışanlara rastlanıldığında, bu farklı ihtiyaçlara cevap verebilmek adına birçok kuram geliştirilmiştir.

Bütün kuramların temelinde, ruhsal sorunlar yaşayan bireylerin iyileşme yolculuğuna rehberlik etmek yatar. Geçmişe kısa bir göz attığımızda, ilk psikolojik sorunların ortaya çıktığı dönemlerde bu durumların doğaüstü güçlere bağlandığını ve eski usul, geleneksel tedavi yöntemlerinin uygulandığını akademik kaynaklardan öğrenmekteyiz. Günümüzde ise sorunlar; sosyal, psikolojik ve hatta biyolojik etmenlerin bir araya gelmesiyle değerlendirilmekte ve tedavi yöntemleri de bu doğrultuda şekillenmektedir.

Bu yazıda, genel olarak danışanlar üzerinde sıklıkla kullanılan psikoterapi kuramlarına kısaca değinmeye çalışacağım.

Davranışçılık Kuramı

Davranışçılık, davranışların bir dizi uyarana tepki olarak ortaya çıktığını ileri süren, nesnel araştırma yöntemlerini destekleyen ve zihinsel süreçleri davranışlardan ayırarak sadece gözlenebilen davranışları incelemeyi amaçlayan bir psikolojik yaklaşımdır. Kuramın öncüleri Pavlov, Skinner ve Watson’dur. Bu kuramın en bilinen örneği, Pavlov’un Köpeği deneyidir.

Psikanaliz Kuramı

Psikanaliz teorisi, belki de psikoloji denilince alanla ilgilenen herkesin aklına gelen ilk kavram olabilir. Fikir babası ve kurucusu Sigmund Freud olan bu yaklaşım, insanın sergilediği davranışların altında yatan bilinçdışı dürtülerin ve deneyimlerin önemini vurgulayan bir psikolojik teori ve terapi yöntemidir.

Bu kurama göre, insan psikolojisi üç katmandan oluşur: bilinçli (conscious), bilinç öncesi (preconscious) ve bilinçdışı (unconscious).

  • Bilinçli düşünceler ve duygular, açıkça farkında olduğumuz şeylerdir.
  • Bilinç öncesi, farkında olmadığımız ancak kısmen hatırlayabileceğimiz şeylerdir.
  • Bilinçdışı, farkında olmadığımız ve hatırlamaya çalışsak bile erişemeyeceğimiz düşünceler ve duygulardır.

Freud, insan davranışlarında ortaya çıkan sorunların, bastırılmış bilinçdışı arzular ve düşünceler nedeniyle meydana geldiğine inanıyordu. Bu bastırılmış dürtüler ve deneyimler, kişinin duygusal durumunu ve davranışlarını etkileyebilir. Freud, psikanaliz kuramını anlamak için rüya yorumlaması, serbest çağrışım, inkâr ve savunma mekanizmaları gibi teknikler kullanıyordu.

Bu teori, günümüzde de psikoloji kuramları alanında önemli bir yere sahiptir ve insan davranışlarının altında yatan bilinçdışı dürtüleri ve deneyimleri anlamak için başvurulan bir teori ve terapi yöntemidir.

Bilişsel Kuram

Bilişsel kuram, insan zihninin işleyişini anlamak için kullanılan bir psikolojik teoridir. Temel olarak bilginin edinilmesini, işlenmesini ve zihinsel yapının gelişimini vurgular. Bu kuram, insanların çevreleri hakkında bilgi toplama, işleme ve saklama süreçlerini ele alırken, insan davranışlarının arkasındaki düşünce ve inançları inceler.

Bilişsel süreçler; algı, dikkat, bellek, düşünce ve dil gibi unsurların etkileşimiyle çalışır. Bilişsel kurama göre, insanlar bilgi toplarken önyargılar, yanlılıklar ve hatalar yapabilirler. Bu nedenle kuram, bireylerin düşünme ve karar verme süreçlerindeki faktörleri de değerlendirir.

Bilişsel terapi, bu kuramın önemli bir uygulamasıdır. Düşünce ve inanç kalıplarını değiştirmeye odaklanarak, duygusal sorunların ve davranış problemlerinin tedavisinde etkili bir yöntemdir. Bilişsel kuram; kaygı bozuklukları, depresyon, OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) ve TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) gibi sorunların tedavisinde etkili bir yaklaşımdır ve terapi süreçlerinde önemli bir rol oynar.

Hümanistik Kuram

Hümanistik kuram, insanın özgürlüğüne ve büyüme potansiyeline inanan, psikolojide bu unsurlara vurgu yapılması gerektiğini savunan bir akımdır. Bu yaklaşım, insanların ihtiyaçlarının yanı sıra bireysel ve toplumsal deneyimlerinin önemini vurgulayarak kendine özgü bir bakış açısı sunar.

Hümanistik kuramın öncüleri Abraham Maslow ve Carl Rogers’tır. Rogers, insanların kendilerini kabul etme, kendilerine saygı duyma ve başkalarına karşı empati kurma yeteneklerinin önemini vurgulamıştır. Maslow ise, insanların ihtiyaçlarının hiyerarşik bir yapıda olduğunu ve kendini gerçekleştirme ihtiyacının bu hiyerarşinin en üst basamağında yer aldığını belirtmiştir.

Gestalt Terapisi

Frederick Perls’in Gestalt kuramına göre, insanın algıladığı şey, parçaların toplamından değil, bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bu kuram, bireyin sistematik bir bütünlük içinde işlev görebilir hale gelmesini savunur.

Gestalt yaklaşımının psikoloji dünyasına yaptığı en önemli katkılardan biri, “şu an”ın değerini anlamaya ve onu tam anlamıyla yaşamaya verdiği önemdir.

Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi

Çözüm odaklı terapi, danışanın sahip olduğu güçlü yönlerden faydalanarak çeşitli problemlere yönelik çözüm bulma yolları sunar ve geleceğe ilişkin olumlu bir bakış açısı kazandırır. Bu terapi yaklaşımında danışana övgü önemlidir. Eğer danışan, çözüm üretmede başarılı oluyor ve sorununu sonuca ulaştırabiliyorsa, bu çabası takdir edilir.

Bu terapinin ana hatları şunlardır:

  • Sorun yerine çözüme odaklanmak,
  • Geçmiş yerine bugüne odaklanmak,
  • Ulaşılmak istenen amaca yönelmek,
  • Her bireyin kendine özgü olduğu gibi, her çözümün de farklı olacağını kabul etmek,
  • Ufak değişikliklerin büyük sonuçlar doğurabileceğine inanmak.

Kaynakça: 

Fatoş Yaşın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e