Geçmişin Psikolojik Yükü

 Geçmiş geçti mi gerçekten? Yoksa farkında olmasak da gölgesi altında mı devam ediyoruz hayata?
Yaşamda izi silinmeyen ağır olaylar, büyük korkuların, çaresizlik ve güçsüzlük duygusunun ortaya çıkmasına neden olur ve travmayı yaşamış kişilerin duygularını, düşüncelerini ve ruhsal durumlarını uzun süre etkisi altına alır. İnsan ömrü bir zaman çizgisidir ve bizler, doğumdan ölüme değin birçok duyguya şahitlik ederiz.

Bazen en neşeli anımızda dahi ani bir burukluk hissedebiliriz. Bunların sebeplerinden biri belki bir travmadır. Örneğin, çocukken aile içi şiddete maruz kalmak bir travma sebebi olabilir. Aile içi şiddetin görünmez mağdurlarıdır çocuklar. Onların uzun vadede bu şiddete maruz kalmaları, fazlasıyla olumsuz sonuçların ilerlemesi için yeterli bir sorundur. Türlü türlü travmalarla beraber belki yarım kalmış bir hesaplaşma, belki de geçmişten bugüne peşimizi bırakmayan bir duygu çatışması olabilir. Bu yazı, bu soruların cevaplandırılması için bir başlangıç noktası niteliğinde.

Bugünün sorunları çoğu zaman dünün yankılarıdır. Ve bugün, geçmişle kurduğumuz o zincirleri hayatımızın her alanında kendimizle sürükleriz. Kimi zaman yaşamımız boyunca geçmişi yüzeysel olarak hatırlarız ya da yaşadığımız sorunları görmezden geliriz ve bu da yaşantımız boyunca bize yalnızca dayatılan rolleri üstlenmemize zorlar. Doğan Cüceloğlu’nun Savaşçı kitabında da değindiği üzere:

“Kaygılar içinde geçen bir yaşam ‘mış gibi bir yaşam’dan öteye geçmez. ‘Mış gibi yaşam’ içinde olanlar kendi varoluşlarını yaşamıyorlar, başkalarının beklentilerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar.” (Cüceloğlu, 2005, s. 56)

Çocukluk çağında yaşanan olumsuz deneyimler, yetişkinlik döneminde ruh sağlığını mutlaka etkiler ve biz o sorunları aşamadığımız sürece geçmişten var olagelen psikolojik yükü hayatımız boyunca sırtlanmak zorunda kalırız. Travma sonrasında alınan ruhsal ve kısmen fiziksel yaraları aşmak ne denli zor da olsa mutlaka bir noktadan başlama cesareti toplanmalıdır. Kişinin niyet etmesi bile en iyi başlangıç olabilir. Doğan Cüceloğlu bu konuya şöyle dikkat çeker:

“Cesaret, kişinin kendi potansiyeline inanarak, kendisinden korkmadan, kendini gerçekleştirme yolunda yaşamasıdır.” (Cüceloğlu, 2005, s. 112)

Geçmiş, biten bir zaman dilimi olmanın ötesinde; düşüncelerimizde, duygularımızda, davranışlarımızda yani hayatımızın her alanında etkisini gösteren bir gerçekliktir. Dolayısıyla onun psikolojik yükünü yok sayıp üzerini örtmektense üstüne giderek o görünmez ağırlığı yenmek gerekir.

Bu süreçte tek başına ilerlemek oldukça zor olabilir. Bu sebeple psikolojik destek almak yerinde olacaktır. Yaşanan geçmiş sebebiyle bu yardımı almak ne kadar korkutucu da olsa, ihtiyaç duyulan cesaretin desteklenebilmesi ve ilerlenecek yolda bir danışmanın bulunması, kişi için yöntemsel incelemeler ile desteklenecek olması en faydalı ilerleme olacaktır.

Geçmişe dayalı, travmaların olduğu tespit edildiği durumlarda; travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile çalışmalar sürdürülebilir. TSSB’si olan hastaların, travmatik olayın hatırlatıcısına verdikleri psikofizyolojik tepkilerin anormal bir örüntüsü olduğu görülmektedir. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak, gerekli çalışmalar, danışman ve danışanın ortak bir yol bulması ile başlatılır. Süreç ilerledikçe kişi, geçmişi ile barışarak yaşamına odaklandığı bakış açısını da değiştirme gücünü bulacaktır.

Sırtlandığımız bu kötü geçmişin büyük yükünü artık, soluklandığımız bu noktada indirmenin vakti sizce de gelmedi mi?

Kaynakça :

  • Cüceloğlu, D. (2005). Savaşçı. Remzi Kitabevi.
  • Kahraman, M. S., & Çokamay, G. (2016). Aile içi şiddet ve çocuklar üzerinde etkileri: Temel kavramlar, güvenlik planı hazırlama ve alternatif tedavi model örnekleri. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 8(4), 321–336. https://doi.org/10.18863/pgy.281274
  • Özen, Y. (2017). Psikolojik travmanın insanlık kadar eski tarihi. Turkish Journal of Social Studies, 1(2), 10–15. https://doi.org/10.30520/tjss.335877

Sümeyra Öğuzlu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e