Uyku Düzeninin Psikolojik Sağlık Üzerindeki Önemi 

İnsan, biyolojik bir varlık olmanın yanı sıra akıl ve düşünme yeteneğine sahip, kültürel ve psikolojik olarak kendi türü içinde farklı özellikler gösteren kompleks bir varlıktır. Bu farklı özellikler, bireylerin yaşam biçimlerini şekillendirerek çeşitli yaşam tarzlarını benimsemelerine olanak tanır. Kimileri yaratıcı bir zihne sahiptir ve kendilerini sanat ve tasarım alanında düşünmeye dayalı bir hayat tarzına adarlar. Kimilerinin de fiziksel dayanıklılığı yüksektir ve spor alanına dayalı, sürekli fiziksel hareket içeren bir yaşam tarzı benimserler. İki zıt alan gibi gözüken bu yaşam tarzlarına uyum sağlayabilmek için insanların sağlam bir fiziksel ve psikolojik sağlığa ihtiyacı vardır. Fiziksel sağlık ve sağlam bir psikoloji için de insan vücudunun kaliteli beslenmeye ve en önemlisi kaliteli bir uykuya ihtiyacı vardır.

Neden uykuya ihtiyaç duyulduğunu şu şekilde tanımlayabiliriz: Uyku, belli bir uyarı eşiğinin altında olan dış uyaranlara yönelik tepkilerin büyük oranda baskılandığı, bilincin neredeyse tamamen kapalı olduğu, istemli kas faaliyetlerinin bazı istisnalarla birlikte baskılandığı ancak özellikle beynin ve hormonal sistemin son derece aktif olduğu; vücudun genel olarak dinlendirilmesi, bakımının yapılması, sorunlarından arındırılması ve süreçlerin düzenlenmesi için genellikle günlük olarak kendini tekrar eden bilişsel ve sinirsel bir algı durumudur (Evrim Ağacı, n.d.).

Uyku sırasında, insan beyninde kişinin korku, kaygı, öfke ve endişe gibi duygularını yöneten amigdala ve hafıza ile öğrenmeden sorumlu olan hipokampus bölgelerinde bir aktiflik yaşanır. Bu aktiflik ya da aktivite artışı sayesinde, zihinsel fonksiyonlar ve duygusal istikrar korunmaya çalışılır. Bu da uykunun yalnızca fiziksel yenilenme için değil, aynı zamanda psikolojik sağlık ve işlevsellik için de kritik bir süreç olduğunu göstermektedir. Kaliteli bir uyku, bireyin günlük hayatta maruz kaldığı stresle başa çıkma kapasitesini artırır ve duygusal regülasyonu (duyguları tanımak, yorumlamak ve yönetebilmek) güçlendirir. Bununla birlikte, bireyin motivasyonunu ve enerjisini artırarak üretkenliğini yükseltebilir ve günlük yaşamında daha başarılı ve yetkin bir birey olmasını sağlar.

Kalitesiz veya yetersiz bir uyku ise, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkma riskini artırır. Dikkat dağınıklığına, karar verme süreçlerinde bozulmalara ve problem çözme yeteneğinde azalmaya neden olur ve bireyin hayatını negatif yönde etkileyebilir. Ayrıca, bireyleri daha hassas ve sinirli hale getirerek, günlük yaşamlarında karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmayı zorlaştırabilir. Uykunun bir takım psikolojik rahatsızlıklarla da yakından ilişkisi bulunmaktadır. Uyku süresi ve kalitesinin insan kimyası ve sağlığı üzerine, özellikle günlük hayata, vücut, akıl ve ruh sağlığına (Alzheimer vb.) etkileri kısaca hatırlatılmalıdır.

Uyku, “organizmanın çevreyle iletişiminin, değişik şiddette uyaranlarla geri döndürülebilir biçimde geçici, kısmi, periyodik olarak kaybolması”dır (Engin, 1999; Günaydın, 2014; Sönmez, 2006). Yani, uyku süresi ve kalitesinin, özellikle Alzheimer hastalığı gibi beyinle ilgili hastalıklar üzerindeki etkileri büyük bir öneme sahiptir. Yetersiz uyku, beyin fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyebilir ve uzun vadede Alzheimer gibi nörolojik ve psikolojik hastalıkların gelişimine katkıda bulunabilir. Uyku sırasında beyin, toksik maddeleri ve atıkları temizler; bu da hafıza ve öğrenme süreçlerini iyileştirir. Yetersiz uyku, bu temizlik işlevini aksatabilir ve beyin hücrelerine zarar verebilir.

Depresyon da bir diğer örnek olarak verilebilir. Depresyon yaşayan kişiler, genellikle uykuya geçmekte zorluk çekerler ya da çok fazla uyurlar. Bu bozukluklar, depresyonun temel belirtilerinden biri olarak kabul edilir. Uyku eksikliği, depresyonu daha da şiddetlendirebilir çünkü uyku eksikliği beyin kimyasını etkiler ve depresif ruh halini derinleştirebilir. Uyku sırasında beyin, ruh halini etkileyen hormonların dengelenmesine yardımcı olur. Özellikle ruh hali, fizyolojik sağlık ve genel iyilik hali için önemli olan serotonin ve uyku düzeni ile biyolojik saat için gerekli olan melatonin gibi nörotransmitterler, uyku sırasında düzenlenir. Yetersiz ve kalitesiz uyku, bu hormonların dengesini bozarak depresyonun şiddetlenmesine yol açabilir.

Daha açıklayıcı olması için şu şekilde bir örnek verilebilir: Bir depresyon hastası, gece boyunca uyumakta zorlanabilir, sabah erken saatlerde uyanabilir ve gün boyunca yorgun hissedebilir. Bu uyku eksikliği, kişiyi daha depresif hale getirebilir çünkü uykusuzluk, stres hormonlarını artırır ve bu da ruh halini olumsuz etkiler. Aynı zamanda, depresyonun bir sonucu olarak kişi uykusuzluk yaşayabilir, bu da bir kısır döngüye yol açar: Uyku eksikliği depresyonu artırır, depresyon ise daha fazla uyku problemlerine yol açar.

Sonuç olarak, uyku hem fiziksel hem de psikolojik sağlık için önemlidir. Uyku, beynin ve vücudun dinlenmesini, yenilenmesini ve düzenlenmesini sağlarken bireyin genel iyilik hâlini de düzenler ve destekler. Kaliteli ve yeterli uyku, zihinsel fonksiyonların korunmasına yardımcı olur, duygusal dengeyi sağlar, stresle başa çıkma kapasitesini artırır ve psikolojik rahatsızlıkların (depresyon, anksiyete, Alzheimer gibi) ortaya çıkma riskini azaltır. Aksine, yetersiz ve kalitesiz uyku, beyin kimyasını bozarak zihinsel ve duygusal işlevlerde bozulmalara yol açar, depresyon gibi rahatsızlıkların belirtilerini artırır ve bireyin genel yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle, sağlıklı bir yaşam sürmek ve psikolojik dengeyi korumak için uyku düzenine özen göstermek büyük önem taşır.

Kaynakça :

  • Evrim Ağacı. (n.d.). Uyku nedir? Uykunun evrimi, günlük uyku süreleri ve uyku sırasında düşme hissi üzerine. https://evrimagaci.org/uyku-nedir-uykunun-evrimi-gunluk-uyku-sureleri-ve-uyku-sirasinda-dusme-hissi-uzerine-87
  • Engin, A. (1999). Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi yoğun bakım hemşirelerinin uyku düzen özellikleri ile iş doyumu arasındaki ilişkinin incelenmesi (Yüksek lisans tezi). Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
  • Günaydın, Z. (2014). Bir devlet hastanesinde çalışan hemşirelerin uyku kalitesi ve genel ruhsal durumlarına etkisi. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi, 5(1), 33–40.
  • Sönmez, S. (2006). Vardiyalı çalışan hemşirelerde horlama, uyku bozuklukları ve iş kazaları (Uzmanlık tezi). Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları ABD.

Zeynep Sıla Üstün

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e