Sosyal Medya Ruh Sağlığımızı Nasıl Etkiliyor?

Günümüzde sosyal medya, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Sabah gözümüzü açar açmaz telefonumuza uzanıyor, gün içinde defalarca bildirimlere bakıyor ve uyumadan önce son kez sosyal medyada gezinmeden rahat edemiyoruz. Peki, bu dijital dünyanın ruh sağlığımıza etkileri neler?

Her şeyin iki yüzü olduğu gibi, sosyal medyanın da hem olumlu hem olumsuz yönleri var. Bizi bilgilendiren, motive eden ve dünyayla bağlantıda tutan bu platformlar, aynı zamanda kaygı, stres ve özgüven problemlerine yol açabiliyor. Gelin, sosyal medyanın ruh sağlığımıza etkilerini daha yakından inceleyelim.,

1.Sürekli Karşılaştırma ve Özgüven Problemleri

Sosyal medyada mükemmel görünen hayatlar, kusursuz vücutlar ve başarı dolu paylaşımlar görmek çok yaygın. Ancak çoğu zaman bu içerikler, gerçeğin sadece en iyi kısmını yansıtıyor. Sürekli olarak başkalarının “ideal” hayatlarıyla kendi hayatımızı karşılaştırmak, özgüven düşüklüğüne ve yetersizlik hissine neden olabiliyor.

Özellikle gençler ve ergenler, bu karşılaştırmalar nedeniyle kendi bedenleri ve hayatlarıyla ilgili olumsuz düşünceler geliştirebiliyor. “Neden benim hayatım böyle değil?” veya “Ben neden onun kadar başarılı değilim?” gibi sorular, farkında olmadan ruh halimizi olumsuz etkileyebiliyor.

2.FOMO (Kaçırma Korkusu) ve Anksiyete

Sosyal medyanın hayatımıza kattığı en büyük psikolojik etkilerden biri de FOMO (Fear of Missing Out), yani kaçırma korkusu. Başkalarının etkinliklerde, tatillerde veya sosyal ortamlarda olduğunu görmek, kendimizi dışlanmış hissetmemize neden olabilir.

Bu durum, özellikle sosyal kaygısı olan bireylerde daha fazla anksiyete ve stres yaratabilir. “Herkes eğleniyor ama ben buradayım” düşüncesi, mutsuzluk hissini artırabilir ve sosyal medyada daha fazla zaman geçirme ihtiyacı doğurabilir. Ancak bu kısır döngü, bizi daha fazla yalnızlaştırabilir.

3.Dopamin Etkisi:Bağımlılık Riski

Sosyal medyada bir paylaşım yaptığımızda gelen beğeniler ve yorumlar, beynimizde dopamin salgılanmasını sağlar. Dopamin, mutluluk ve ödül hissiyle bağlantılı bir nörotransmitterdir ve bizi tekrar tekrar aynı davranışa yönlendirir.

Bu yüzden, sürekli “Acaba yeni bir bildirim geldi mi?” diyerek telefonu elimize alma isteği hissederiz. Ancak zamanla, bu dopamin etkisi azalmaya başlar ve daha fazla uyarana ihtiyaç duyarız. İşte bu noktada, sosyal medya bağımlılık haline gelebilir.

Bu bağımlılık, gerçek hayattaki ilişkilerimize zarar verebilir ve uzun vadede dikkat eksikliği, stres ve tatminsizlik hissine neden olabilir.

4. Uyku Kalitesine Olumsuz Etkisi

Telefon ekranlarından yayılan mavi ışık, beynimizin melatonin salgılamasını geciktirir ve uyku düzenimizi bozabilir. Gece yatmadan önce sosyal medyada uzun süre vakit geçirmek, uyku kalitemizi düşürerek ertesi gün kendimizi yorgun ve mutsuz hissetmemize yol açabilir.

Ayrıca, uyumadan önce görülen içerikler, zihnimizi meşgul edebilir ve uykuya dalmamızı zorlaştırabilir. Bu yüzden, uyumadan en az 30 dakika önce ekranlardan uzak durmak, ruh sağlığımızı korumak için önemli bir adımdır.

5.Sosyal Bağlantılar:Olumlu ve Olumsuz Etkiler

Sosyal medya, bizi sevdiklerimizle ve ilgi alanlarımızla bağlayan harika bir araç olabilir. Doğru kullanıldığında, sosyal medya üzerinden destek grupları bulabilir, motivasyon kaynağı oluşturabilir ve ilham verici insanlarla tanışabiliriz.

Ancak, yüz yüze iletişimin yerini tamamen sosyal medyanın alması, yalnızlık hissini artırabilir. Gerçek duygusal bağlar kurmadan, sadece dijital dünyada var olmak, sosyal becerilerimizi zayıflatabilir ve duygusal destek eksikliğine yol açabilir.

Peki Sosyal Medyayı Nasıl Daha Sağlıklı Kullanabiliriz?

  • Gerçekle sanalı ayırt edin: Sosyal medyada gördüğünüz her şeyin gerçeği tam olarak yansıtmadığını unutmayın.
  • Sosyal medya detoksları yapın: Haftada bir gün veya belirli saatlerde sosyal medyadan uzak durarak zihninizi dinlendirin.
  • Takip ettiğiniz hesapları gözden geçirin: Size iyi hissettirmeyen, sürekli karşılaştırma yapmanıza neden olan hesapları takip etmeyi bırakın.
  • Gerçek hayattaki bağlarınızı güçlendirin: Sevdiklerinizle yüz yüze vakit geçirmeye, doğaya çıkmaya ve dijital dünyadan uzak anlar yaratmaya özen gösterin.
  • Uykudan önce ekran süresini sınırlayın: Yatmadan en az 30–60 dakika önce telefonunuzu bir kenara bırakın.

Sosyal medya, doğru kullanıldığında hayatımıza değer katan bir araç olabilir. Ancak dengeli ve bilinçli bir kullanım, ruh sağlığımızı korumanın anahtarıdır.

Kaynakça:

  • Andreassen, C. S., Torsheim, T., Brunborg, G. S., & Pallesen, S. (2012). Development of a Facebook addiction scale. Psychological Reports, 110(2), 501–517. https://doi.org/10.2466/02.09.18.PR0.110.2.501-517
  • Fardouly, J., Diedrichs, P. C., Vartanian, L. R., & Halliwell, E. (2015). Social comparisons on social media: The impact of Facebook on young women’s body image concerns and mood. Body Image, 13, 38–45. https://doi.org/10.1016/j.bodyim.2014.12.003
  • Przybylski, A. K., Murayama, K., DeHaan, C. R., & Gladwell, V. (2013). Motivational, emotional, and behavioral correlates of fear of missing out. Computers in Human Behavior, 29(4), 1841–1848. https://doi.org/10.1016/j.chb.2013.02.014
  • Woods, H. C., & Scott, H. (2016). #Sleepyteens: Social media use in adolescence is associated with poor sleep quality, anxiety, depression, and low self-esteem. Journal of Adolescence, 51, 41–49. https://doi.org/10.1016/j.adolescence.2016.05.008

Gülberin Can

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e