MESSIE SENDROMU

Messie sendromu, halk arasında bilinen yaygın adıyla istifçilik, gerekli gereksiz her şeyi biriktirme ve bu eşyaların hiçbirini atamama rahatsızlığına denir. Biriktirilen eşyaların atılma düşüncesi bile bu rahatsızlığa sahip olan kişilere kaygı verir. Bu kişiler evlerinde, iş yerlerinde veya arabalarında ihtiyaçları olmayan eşyaları biriktirebilirler ve bir süre sonra hem yaşam alanları hem de sosyalleşme alanları kısıtlanmış olur, hatta rahatsızlığın uç boyutlarında evleri dağınıklık ve karışıklıktan dolayı yaşanamayacak duruma gelir. Biriktirdikleri şeyler her türlü eşya olabilir. Kıyafet, makyaj malzemeleri, gazete, dergi, makbuz, alışveriş fişi, yazmayan kalemler, bitmiş piller, telefonundaki tüm mesajlar, mailler biriktirilen eşyalara örnek gösterilebilir. Mesajlar, e-postalar ve fotoğrafların biriktirilmesi dijital istifleme olarak adlandırılıyor, günümüz insanlarında daha sık rastlanan bir rahatsızlık olarak karşımıza çıkıyor. İnsanlar işlerine yaramayacak olan mesajlarını ve maillerini dahi silemiyorlar.

Öncelerde OKB’nin (obsesif kompulsif bozukluk) bir belirtisi olarak kabul ediliyordu. Ancak sonrasında aralarındaki farklar nedeniyle biriktiricilik bozukluğu (hoarding disorder) yeni bir kategoriye ayrıldı. Messie sendromuna sahip kişiler OKB’ye sahip olanların aksine istifçilik davranışlarıyla ilgili bir kaygı ve rahatsızlık yaşamazlar aksine biriktirdikleri eşyalardan kurtulmaya zorlanmaları durumunda kaygı, öfke veya üzüntü hissederler. Ayrıca OKB’de olduğu gibi tekrarlayıcı olarak ortaya çıkmaz. Bu nedenlerden ötürü biriktiricilik bozukluğu farklı bir kategoriye ayrılmıştır. Messie sendromu bulunan kişilerin yalnızca küçük bir kısmı da OKB kriterlerine uymaktadır. Bunun yanı sıra biriktiricilik bozukluğu olan kişiler genellikle eşyalarla duygusal bir bağ kurarlar. Eşyaların da canlı olduğunu, duyguları olduğunu düşünürler. Örneğin, bir kişi televizyonda kukla satıldığını görür ve onlardan 6 tane alır. Çünkü kuklaların satın almazsa çok üzüleceğini düşünür. Bu kişilerin eşyalarıyla kurdukları derin duygusal bağ biriktirdikleri eşyaları atmalarını daha da zorlaştırır.

Dünya genelinde insanların yüzde 2 ila 6’sı istifleme davranışında bulunuyor. Türkiye’de bu oran yüzde 3 olarak biliniyor. Bu rahatsızlığın bulunduğu kişilerde sıklıkla belirgin depresyon, sosyal kaygı ve yaygın kaygı bozukluğu vardır. İnsanların yaşları ilerledikçe istifleme daha yaygın hale gelme eğilimindedir. Bu nedenle yaşlılarda görülme olasılığı daha yüksektir. Genel olarak istifleme davranışı insanların yaşamını olumsuz yönde etkileyen bir rahatsızlıktır. İstiflemek onlara rahatlama hissi verse bile uzun vadede yaşam kalitelerinin olumsuzlaşmasına neden olmaktadır. Dağınıklık ve kirlilikten ötürü yaşadıkları yeri kullanamayacak, orada yaşayamayacak duruma gelirler. Hijyen eksikliği beraberinde farklı hastalıkları da getirebilmektedir. Ayrıca sosyal hayatları da bu durumdan fazlasıyla etkilenir. Bu kişilerin ailesi, arkadaşları veya komşuları onların evine dağınıklık ve karmaşadan ötürü gitmek istemeyebilirler. Bu durum kişilerin sosyal çevrelerinin daralmasına ve yalnızlaşmalarına neden olur. Bu rahatsızlık genellikle yalnızlıkla tetiklenir ve tekrar yalnızlığa sebep olabilir. Tedavi olarak doktor gözetiminde kullanılan ilaçlar ve psikoterapi kullanılabilmektedir.

SÜMEYYE AVCI

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e