
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu(ADHD): Hayatımızdaki Yansımaları
Zaman zaman hepimiz dikkatimizi toplamakta zorlanırız, yerimizde duramayıp içimizdeki enerjiyi kontrol etmekte güçlük çekeriz. Ancak Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (ADHD) olan bireyler için bu durum sadece ara sıra yaşanan bir zorluk değil, hayat boyu devam eden bir mücadele. Bu bozukluk, çocukluktan itibaren bireylerin günlük yaşamlarını zorlaştıran bir durum olarak karşımıza çıkar. Peki ADHD nedir, neden oluşur ve günlük hayatımızı nasıl etkiler?
ADHD Nedir?
ADHD, genellikle çocukluk döneminde başlayan, dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik gibi belirtilerle kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. DSM-5’e göre ADHD’nin üç ana belirtisi bulunmaktadır: dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik (Kaymak, 2010). Bu belirtiler, bireyin okul, iş ve sosyal yaşamında sürekli olarak zorluk yaşamasına neden olur. ADHD’li çocuklar sınıfta derse odaklanmakta, evde ise oyunlarına konsantre olmakta güçlük çekerken; yetişkinler iş yerinde projelerini tamamlayamama, sosyal ilişkilerinde ani tepkiler verme gibi sorunlar yaşayabilirler (Furman, 2005).
ADHD’nin Sebepleri Nelerdir?
ADHD’nin kesin nedenleri tam olarak bilinmese de genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Özellikle beyin yapısında ve nörotransmitter işleyişindeki farklılıklar, ADHD’nin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynar. Araştırmalar, ADHD’nin özellikle dopamin düzeyleri ile ilgili olabileceğini göstermektedir (Özbay & Kayhan, 2024). Dopamin, beyin içerisinde dikkat, ödül sistemi ve hareket gibi işlevleri düzenleyen bir nörotransmitterdir. ADHD’li bireylerde dopamin metabolizmasının bozulması, dikkatlerini toplamakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmalarına yol açabilir(Kaymak, 2010). Çevresel faktörler de ADHD gelişiminde önemli bir rol oynar. Özellikle hamilelik döneminde annenin sigara içmesi, alkol kullanımı ve doğum komplikasyonları gibi durumlar, ADHD riskini artırabilir (Özmen, 2010). Bunun yanı sıra, erken çocukluk döneminde yaşanan stresli olaylar, aile içi şiddet ve ebeveynlerin tutumları da bu bozukluğun ortaya çıkışında etkili olabilir.
ADHD Belirtileri Nelerdir?
ADHD belirtileri genellikle üç ana başlık altında incelenir: dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik.
1. Dikkat Eksikliği: ADHD’li bireyler, uzun süre dikkatlerini bir noktada toplamakta zorlanırlar. Görevleri tamamlamada zorluk çeker, sık sık unutkanlık yaşarlar. Özellikle akademik görevlerde bu durum çok daha belirgin hale gelir. Öğretmenler, ADHD’li çocukların genellikle ödevlerini yaparken dikkatsiz hatalar yaptıklarını ve basit talimatları takip etmekte güçlük çektiklerini gözlemlemektedir (Kaymak, 2010).
2. Hiperaktivite: Sürekli hareket halinde olma, yerinde duramama ve huzursuzluk ADHD’nin belirgin özelliklerinden biridir. Özellikle çocuklarda bu belirtiler çok net gözlemlenir. Ders sırasında yerinde duramama, sınıf içinde sürekli dolaşma ya da sürekli kıpırdanma gibi davranışlar sık görülür (Özbay & Kayhan, 2024).
3. Dürtüsellik: Dürtü kontrolünde yaşanan zorluklar, ADHD’li bireylerin ani ve düşünülmeden yapılan davranışlar sergilemesine neden olabilir. Çocuklar genellikle başkalarının sözünü keser, sıralarını beklemekte zorlanır ve sabırsızlık gösterirler. Yetişkinlerde ise ani kararlar verme, riskli davranışlarda bulunma gibi sorunlar ortaya çıkabilir (Furman, 2005).
DEHB Felci (ADHD Paralysis) Nedir?
ADHD felci (ya da bilişsel felç), ADHD’li bireylerin görevlerine başlama veya onları tamamlama noktasında zorlanmalarını tanımlayan bir kavramdır. Bu, yalnızca tembellikten kaynaklanmaz; bireyler genellikle yoğun dikkat gerektiren işler karşısında “kilitlenmiş” hissederler. Bu durum, beynin çok fazla görevle uğraşmak zorunda kaldığında işlevlerini yitirmesi gibi düşünülebilir. Birey, ne kadar çok yapması gereken iş olduğunu düşündükçe, o kadar donakalır ve hangi işe odaklanması gerektiğine karar veremez. Örnek: Bir öğrenci, çok sayıda ödev ve proje olduğunda hangisinden başlayacağına karar veremeyip, hiçbir şey yapmadan saatler geçirebilir. Bu, ADHD felcinin tipik bir göstergesidir.
Hiperfokus Nedir?
ADHD’nin en ilginç ve çelişkili belirtilerinden biri de hiperfokustur. Hiperfokus, ADHD’li bireylerin bir aktiviteye, göreve ya da hobiye olağanüstü bir yoğunlukla
odaklanmaları anlamına gelir. Bu kişiler, ilgilerini çeken bir konuya daldıklarında çevrelerindeki her şeyi unutabilir, saatlerce durmaksızın çalışabilirler. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, bu odaklanma genellikle uzun vadeli ya da akademik sorumluluklara değil, daha çok bireyin ilgi duyduğu kısa vadeli aktivitelere yöneliktir. Örnek: Bir ADHD’li yetişkin, video oyunlarına saatlerce hiç ara vermeden odaklanabilir, ancak iş yerinde ya da ders çalışırken aynı yoğunluğu sürdüremeyebilir. Bu durum, bireyin iş ve sosyal sorumluluklarını ihmal etmesine neden olabilir.
ADHD’nin Günlük Hayata Etkileri
ADHD, sadece akademik hayatı değil, aynı zamanda bireyin tüm sosyal ve kişisel yaşamını etkiler. Okul çağındaki çocuklar, derslerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite nedeniyle akademik başarılarında düşüş yaşarken, arkadaşlarıyla ilişkilerinde de sorunlar yaşayabilirler. ADHD’li çocuklar, sık sık derslere odaklanamama, öğretmenlerin yönergelerine uymama ve sık sık unutkanlık yaşama gibi belirtiler gösterirler. Bu durum, onların sınıfta geri kalmalarına ve akademik başarılarının olumsuz yönde etkilenmesine yol açabilir (Kaymak, 2010). Yetişkinlerde ise bu etkiler iş hayatında ve sosyal ilişkilerde daha belirgin hale gelir. ADHD’li bir yetişkin, projelerini tamamlamakta zorlanabilir, işyerinde sorumluluklarını yerine getirmekte sıkıntı yaşayabilir. Aynı zamanda dürtüsellik nedeniyle sosyal ilişkilerde sorunlar yaşama riski de yüksektir. Örneğin, düşünmeden verilen tepkiler, ani kararlar ve sabırsızlık, ilişkilerde çatışmalara neden olabilir (Özmen, 2010).
Çocuklarda ve Yetişkinlerde ADHD Farklılıkları
ADHD, çocuklukta başlayan bir bozukluk olmasına rağmen belirtileri yaşam boyunca değişebilir. Çocukluk döneminde hiperaktivite ve dürtüsellik daha belirginken, yetişkinlikte dikkat eksikliği ön plana çıkar. Çocuklar yerinde duramama, sürekli hareket etme ve derslerde odaklanamama gibi belirtiler gösterirken, yetişkinler daha çok organize olamama, işlerini tamamlayamama ve unutkanlık sorunlarıyla başa çıkarlar (Özbay & Kayhan, 2024).
Araştırmalar, hiperaktivitenin yaş ilerledikçe azalabileceğini ancak dikkat eksikliği ve organize olamama gibi belirtilerin yaşam boyu devam edebileceğini göstermektedir (Özmen, 2010). Bu nedenle, ADHD’nin tedavisi çocuklukta başlasa bile yetişkinlikte de devam eden destek ve tedavi yöntemleri oldukça önemlidir.
ADHD’nin Alt Türleri Nelerdir?
ADHD, üç ana alt türe ayrılır: Dikkat Eksikliğinin Ön Planda Olduğu Tip, Hiperaktivite ve Dürtüselliğin Ön Planda Olduğu Tip ve Birleşik Tip.
1.)Dikkat Eksikliğinin Ön Planda Olduğu Tip: Bu alt türde dikkat eksikliği belirgindir ancak hiperaktivite ve dürtüsellik daha az görülür. Bu bireyler, uzun süre dikkatlerini bir işe veremez, görevlerini tamamlamakta zorlanır ve genellikle unutkandırlar (Furman, 2005).
2.)Hiperaktivite ve Dürtüselliğin Ön Planda Olduğu Tip: Bu tipte ise dikkat eksikliği daha az belirgin olup, hiperaktivite ve dürtüsellik ön plandadır. Birey sürekli hareket halindedir ve sabırsız davranışlar sergiler.
3.)Birleşik Tip: Bu türde hem dikkat eksikliği hem de hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri bir arada görülür (Özmen, 2010).
Tedavi Yöntemleri
ADHD’nin tedavisinde genellikle iki ana yaklaşım benimsenir: ilaç tedavisi ve davranış terapisi. İlaç tedavisinde, özellikle stimülanlar sıklıkla kullanılır ve bu ilaçlar, bireylerin dikkatlerini toplamasına yardımcı olur. Bunun yanı sıra, psikoterapi ve özellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT), bireylerin dürtü kontrolü geliştirmelerine ve dikkat becerilerini artırmalarına yardımcı olabilir (Özbay & Kayhan, 2024). Çocuklarda ise aile eğitimi ve okul temelli destek programları da büyük önem taşır. Öğretmenler ve ebeveynlerin ADHD hakkında bilinçlendirilmesi, çocukların okul yaşamında daha başarılı olmalarına destek olur (Kaymak, 2010).
Sonuç
ADHD, bireylerin hayatını çocukluktan itibaren zorlaştıran ve ömür boyu sürebilen bir bozukluktur. Hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkabilir ve bireyin dikkatini toplamakta, dürtülerini kontrol etmekte zorluk çekmesine neden olabilir. Bu durum, hem akademik hem de sosyal hayatta ciddi sorunlar yaratabilir. Ancak ADHD’nin tedavisi mümkündür ve erken teşhisle birlikte uygulanan tedavi yöntemleri, bireylerin yaşam kalitesini büyük ölçüde artırabilir. Önemli olan, ADHD’nin sadece bir “yaramazlık” olmadığını anlamak ve bu bireylere uygun destek ve tedaviyi sağlamaktır.
Kaynakça:
- American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.).
- Eryılmaz, Z. (2019). DEHB’nin yaygınlığı üzerine araştırmalar. Türkiye Çocuk Psikiyatrisi Dergisi, 25(1), 55-60.
- Furman, L. (2005). What is attention-deficit hyperactivity disorder (ADHD)? Journal of Child Neurology, 20(12), 994-1003.
- Kaymak, S. (2010). Okulda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB). Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 6(2), 1-10.
- Özbay, A., & Kayhan, Z. (2024). Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) nedenleri ve tedavi yöntemleri. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 23(89), 394-406.
- Özmen, S. K. (2010). Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu: Okul ortamında davranışsal özellikler. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 6(2), 1-10.
Onur Şallı
Bir yanıt yazın