Postpartum Depresyon Nedir?

Postpartum, doğum sonrası sürecini ifade eden bir terim olmakla birlikte halk arasında lohusalık olarak bilinir ve bu dönem 2-3 aya kadar sürebilir. Bu dönemde kadınlar bedensel, ruhsal ve sosyal değişiklikler yaşarlar ve uyum sağlamaya çalışırlar. Bu süreçte kadınlar hafif üzüntülü ve kaygılı olabilirler; bu durum 6 hafta sürer. Eğer kendiliğinden geçmezse ruh sağlığı problemleri görülebilir. Ruh sağlığı problemlerinden en yaygın olanı postpartum depresyondur.

Postpartum depresyon, DSM-5’te “peripartum başlangıçlı bir major depresif epizod” olarak tanımlanır; bu, hamilelikte veya doğum sonrası 4 haftaya kadar ortaya çıktığında doğum sonrası depresyon olarak değerlendirilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise doğum sonrası bir aya kadar olan dönemi doğum sonrası depresyon olarak tanımlamıştır.

Peki postpartum depresyonu nasıl anlarız?

Postpartum depresyon sık görülen bir ruhsal rahatsızlık olmasına rağmen, çoğu zaman klinik tanı konmada zorluk yaşanır çünkü her kadında farklı derecede ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Tanı koyabilmemiz için belirli kriterler vardır, onları şöyle sıralayabiliriz:

  • Depresif veya değişen ruh hali,
  • Bebekle bağ kurmada zorluk,
  • Bebeğin bakımında yetersiz olduğunu düşünme durumu,
  • Sürekli bir hüzün,
  • İştahın azalması,
  • Sosyal çevreden uzaklaşma,
  • Uykusuzluk veya çok uyuma,
  • Bebeğe veya eşe ilgisizliğin hâkim olması,
  • Bebeğe veya kendine zarar vermeyi düşünebilmesi.

Kadınlar postpartum dönemde hassas olurlar ve bu dönemde birçok sebep postpartum depresyonu tetikleyebilir. Yapılan çalışmalara göre bunlardan bazıları ise şunlardır:

  • Annelerin tekrar gebelik istememesi,
  • Emzirmede zorluk yaşaması,
  • Eş ve aile desteği alamaması veya eksikliğini hissetmesi,
  • İleri anne yaşı,
  • Çalışmama durumu,
  • Ölü doğum ya da sezaryen ile doğum yapması,
  • Bebek bakımında güçlük yaşanması,
  • Planlanmamış ve istenmeyen gebeliklerin geçirilmiş olması,
  • Depresyon ve psikiyatrik hastalık öyküsünün olması postpartum depresyonu tetikler.

Ayrıca, birinci derece yakınlarında depresyon ve psikiyatrik hastalık öyküsünün PPD gelişme olasılığını artırdığı bildirilmektedir.

Doğum sonrası depresyonda yüksek intihar oranları görülmektedir; kendine, bebeğe yetememe düşüncesi, öz yeterlilik eksikliği, suçluluk duygusu büyük oranda etkilidir.
Postpartum depresyon sık görülmesine rağmen, tanı konmada güçlük çekilen bir ruhsal rahatsızlıktır. Bunun sebebi insanların bilinçsiz olması veya kadının hafif düzeyde depresyon yaşaması olabilir. Sosyal destek bu noktada çok önemlidir. Eş, aile desteği ile kadını yalnız hissettirmeyerek, aksine kadının her şeyin yolunda olduğunu düşünmesi sağlanmalıdır.

Yukarıda bahsettiğim belirtileri yaşadığını anlayan kadın veya gözlemci olarak eş ya da aile, önlem açısından kadın doğum uzmanı, psikiyatri ve psikoloğa danışmalıdır. İlaç tedavisi, BDT ve diğer terapi çeşitlerinin desteğiyle bu durum kolayca atlatılabilir.

Kaynakça:

Zöhrenur Samat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e