Bystander Etkisi Nedir?

Kalabalığın ortasında yere düşen birini hayal edin. Tüm insanlar düşen kişinin etrafında toplanıyor ama kimse müdahalede bulunmuyor. Herkes birbirine bakıyor ve bir başkasının yardım edeceğini düşünüyor. Aslında böyle bir olayı zihnimizde canlandırırken birçoğumuzun aklına günlük hayattan benzer sahneler geldiğini tahmin etmek çok da zor değil. Bu tür olaylara sık sık denk geliyoruz: Bir sosyal olayda, trajik bir kaza anında vb. Peki bunun bir sebebi var mı? Nasıl bu kadar kolay görmezden gelebiliyoruz? Bu gibi tüm soruların cevabı “evet”.

Psikolojide “Bystander Etkisi” olarak adlandırdığımız ve hepimizin çok yakın olduğu bir durum. Bir olay veya acil durum sırasında insanların yardım etme olasılığının, çevrede başka insanlar olduğu için azaldığını ifade eden psikolojik fenomendir. Bu etki özellikle kalabalık ortamlarda, bireylerin sorumluluğu başkalarına atfetmesiyle ortaya çıkıyor. Kısaca insan sayısı ve yardım etme ihtimali arasında negatif korelasyon bulunuyor diyebiliriz.

Bystander etkisini içerdiği psikolojik mekanizmalara göz atarak açıklayalım:

  • Sorumluluğun Dağılması: Kalabalık bir ortamda bireylerin zihninde “Başka birisi mutlaka yardım eder.” düşüncesinin belirlemesiyle hareket geçmemelerini içerir.
  • Sosyal Onay ve Grup Davranışı: İnsanlar genellikle başkalarının tepkilerini gözlemleyerek davranışlarını düzenlerler. Bu tür durumlarda da başkaları tepki vermiyorsa birey de olayı ciddi algılamayabilir ve herhangi bir adım atmaz.
  • Değerlendirilme Kaygısı: Yanlış müdahale etme korkusu veya olayı yanlış anlama duygusu etkisini gösterir. “Ya olay ciddi değilse?”, “Yardım ederken olumsuz bir tepki alırsam ne yaparım?” gibi düşünceler bireyin zihninde yer edinir ve geri çekilmesine sebebiyet verebilir.
  • Kişisel İlgisizlik: Kişinin mağdurla doğrudan bir bağı olmadığı durumlarda, yaşanan olayın bireyin kendisini ilgilendirmediğini ve kendi sorumluluğunda olmadığını düşünmesidir.

Bystander etkisinin şiddeti toplumun kültürel yapısına göre değişebilir. Bireyci kültürlerde (ABD, Batı Avrupa), insanlar daha bağımsız hareket etmeye alışkın olduğu için yardım etme oranı daha düşük olabilir. Toplulukçu kültürlerde (Asya, Orta Doğu) ise grup dayanışması daha güçlü olduğu için yardım etme eğilimi daha yüksek olabilir. Bazı ülkelerde yardım etmemek suç bile sayılabilmektedir. Fransa ve Almanya’da “yardım yükümlülüğü yasaları” vardır. Amerika Birleşik Devletleri’nin bazı eyaletlerinde “İyi Samiriyeli Yasası” uygulanır. Bu yasa, iyi niyetle yardım eden bireyleri yanlış müdahalelerde bulunsalar bile yasal sorumluluktan korumaktadır.

Bystander etkisinin en bilindik örneklerinden biri New York’ta yaşanan Kitty Genovese Cinayeti’dir. Kitty Genovese adında bir kadın evinin yakınlarında saldırıya uğrayarak öldürülür. Olay sırasında 40’a yakın kişinin saldırıyı gördüğü ve duyduğu ancak kimsenin polise haber vermediği iddia edilir.

Çok benzer bir başka örnek de Çin’de yaşanmıştır. Yue Yue adındaki bir bebek (2), pazar yerinde araba çarpması sonucu ağır yaralanır. Güvenlik kameralarından alınan görüntüler, 18 kişinin küçük kızın yanından geçmesine rağmen hiçbir yardımda bulunmadığını ortaya koyar. En sonunda bir temizlik işçisi yardım eder ancak Yue Yue kurtarılamaz.

Bu gibi spesifik olayların dışında iş yerlerinde uygulanan mobbingler ve çeşitli sebeplerle buna sessiz kalan diğer çalışanlar, çocuklar arasında görülen akran zorbalıklarına diğerlerinin ses çıkarmaması, sosyal medyada paylaşılan yardım çağrılarının göz ardı edilmesi gibi durumlar da bystander etkisine örnek olarak gösterilebilir. Bu örneklere ek olarak bystander etkisi bazen kötü niyetle de kullanılabilmektedir. Dolandırıcı ve hırsızların kalabalık ortamlarda daha rahat davranması veya bazı politik/toplumsal olaylarda kitlelerin pasif kalmasından yararlanılması gibi örnekler çoğaltılabilir.

Verdiğimiz örneklerin yanında bystander etkisini kanıtlamak için birçok deney de yapılmıştır:

  • Latane ve Darley Deneyi (1968): Bir odada oturan katılımcılara tek başlarına ve başkaları ile beraber oldukları iki farklı durumda duman verilir. Kişilerin tek başlarına olduklarında tehlikeyi yetkili birine bildirmelerinin çok daha kısa sürdüğü gözlemlenmiştir.
  • New York Sokak Deneyi (2009): Bir aktörün sokakta bayılma numarası yapmasıyla başlayan bu deneyde de sokak kalabalık olduğunda insanların yardım etme girişiminde bulunmaması, ancak tenha bir sokakta insanların aktöre yaklaşması ve yardım etmek istemesiyle bystander etkisinin gücü gösterilir.

Sokakta, iş yerinde, okulda veyahut bir grupta; olumsuz olayların büyümesine, yardım çığlıklarının duyulmamasına sebebiyet veren bu etkiyi azaltan durumlar da bulunur. Mağdurun kimliği (bir yaşlı veya çocuk olması) yardım etme olasılığını artırabilmektedir. Aynı zamanda tehlikenin belirgin ve herkesçe fark edilebilir olması da yardım eden kişilerin sayısında artışa sebebiyet verir.

Bystander etkisinin her zaman geçerli olmadığı, bazı bireylerin cesur hareketlerini ve bazı durumların tersine çevirme etkisini gösteren örneklere de rastlamak mümkündür:

  • Wesley Autrey (2007, New York): Metro istasyonunda nöbet geçirerek raylara düşen bir kişiyi izleyen kalabalık arasından Wesley Autrey raylara atlayarak kişiyi güvenli bir şekilde kurtarmıştır.
  • Black Lives Matter ve MeToo: Bu gibi hareketler bireylerin yalnız olmadıklarını göstererek insanları ses çıkarmaya teşvik etmiştir.
  • Sosyal Medya Kampanyaları: “Sen de harekete geçebilirsin!” mesajı verilerek farkındalık kazandırılmış ve pek çok olayda ulaşılan kitle artmıştır.

Bystander etkisini azaltmak, etrafımızdaki yardım çığlıklarına kulak tıkamamak ve toplumsal duyarlılığa verdiği yarayı ortadan kaldırmak adına izlememiz gereken yollar vardır. Bu gibi durumlarda:

  • Sorumluluk bilinci artırılmalıdır.
  • Eğitim ve ilk yardım bilinci kazandırılmalıdır.
  • İnsanlar empati kurmaya teşvik edilmelidir.
  • Olay anında doğrudan kişisel çağrılar ve görevlendirmeler yapılmalıdır.

Gün geldiğinde seyirci rolünde değil, mağdur yerinde olabiliriz ve daha fazla hayattan uzaklaşmamak adına bystander etkisine karşı çıkabilmeyi öğrenmeliyiz. Ne demiş Albert Einstein: “Dünyanın kötü bir yer olmasının sebebi; kötülük yapanlar değil, onları durdurmak için hiçbir şey yapmayanlardır.”

Kaynakça:

Nehir Çiçek

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e