
Çocuklarda Dijital Oyun Bağımlılığı
Bağımlılık, bir kişiyi bir kez başladıktan sonra duramaz hale getiren ve olumsuz sonuçlarına rağmen devam ettirilen her türlü zevkli davranıştır. Kişi bir tolerans geliştirir ve belirli bir kullanım düzeyinde tatmin hissetmeyi bırakır ve en baştaki coşkuyu elde etmek için eylemin daha fazlasına ihtiyaç duyar. Gelişen teknoloji ile beraber aynı durum, çocuklarda görülmeye başlamıştır. Çocuklar daha fazla oyun oynamak veya interneti daha fazla kullanmak istemişlerdir. Modern oyunların hayali bir ortam yaratması, çocuklara onların oyunun bir parçası olduğunu hissetmesini sağlar. Bundan dolayı çocuk, kendini o dünyada hisseder ve oyun daha çekici bir hâl alır.
Oyun ve internet bağımlılığının hem psikolojik hem de fiziksel etkileri bulunur. Bu etkilerin başında yorgunluk, yüksek konsantrasyon nedeniyle migren ve göz ağrıları, ellerde uyuşma, karıncalanma, ağrı, kuvvetsizlik gelir. Bunun dışında yan bir etki daha vardır. Kişi, oyun oynamaya daha fazla zaman ayırabilmek için küçük sorumluluklardan kaçar. Örneğin, kişisel hijyen ve bakımı göz ardı eder. Çocuk, ilerleyen zamanlarda kendisini dış görünüşünden dolayı sorgulayarak içine kapanabilir.
Diğer tüm rahatsızlıklar gibi, internet ve oyun bağımlılığı da ciddi sonuçlara yol açar. Bağımlılık doğru şekilde ele alınmadığı takdirde daha ciddi ve uzun vadeli yan etkilere neden olabilir. Örneğin, video oyunlarına bağımlı olan biri, oyun oynamaya devam etmek için genellikle uyumak veya yemek yemekten kaçınır. Bunun kısa vadeli etkileri, açlık ve yorgunluk olarak ortaya çıksa da internet/oyun bağımlılığı uzun vadede uyku bozukluğuna veya kiloyla ilgili sağlık sorunlarına yol açabilir. Uyku bozukluğu, çocukta dikkat dağınıklığı gibi sorunların da meydana gelmesine neden olabilir.
Benzer şekilde, video oyunları oynamak için kendilerini diğer kişilerden soyutlayan çocuklar, sosyal aktivitelerden ve etkileşimlerden uzak durur. Bundan dolayı çocuk, ilerleyen zamanlarda kendisini yalnız hissedebilir ve bu durum depresyona yol açabilir. Yaş ortalamalarının 15 olduğu bir araştırmada, dijital oyun bağımlılığı ile sosyal beceriler düşüşü arasında negatif yönde bir ilişki bulunmuştur. Yani dijital oyun bağımlılığı arttıkça çocuklarda sosyal becerilerin düşüşü demektir. Ayrıca olumsuz sosyal davranışlarda artış da görülebilir. Bu durum, oyun bağımlılığının çocukların sosyal ilişkilerini ve davranışlarını olumsuz etkileyebileceğine işaret etmektedir. Bunun yanı sıra akademik not ortalaması düştükçe dijital oyun bağımlılığının arttığı ve olumsuz sosyal davranışların da yükseldiği görülmüştür. Bu durum, okul başarısızlığının oyun bağımlılığı riskini artırabileceğini ve sosyal becerileri olumsuz etkileyebileceğini göstermektedir.
İnternet ve oyun bağımlılığına psikolojik açıdan yaklaşmak da oldukça önem taşır. Sosyal becerileri zayıf, özgüveni düşük, modu düşük, kendisini yalnız hisseden, öğrenme güçlüğü veya duygudurum bozukluğu olan çocuklar ve gençler, oyunun olumsuz etkilerine karşı daha savunmasız durumdadır. Çünkü oyunlar, sosyal becerileri zayıf olan gençlerin daha güvende hissetmelerini ve sosyal fobisinin arkasına saklanmalarını sağlar.
Dijital oyun bağımlılığının tedavisinde Bilişsel Davranışçı Terapi, aile terapisi gibi yöntemlerden de yararlanılmaktadır. Benimsenen tedavi yöntemi her ne olursa olsun amaç; oyun ve ilişkili diğer aktiviteler hakkında kişiye kontrolünün geri verilmesi ve sosyal etkinlikler ile gerçek hayatta yapılan etkinliklerin artırılıp çevrimiçi etkinliklerin azaltılması yoluyla becerilerin kişiye kazandırılması olarak ifade edilmektedir. Terapist, oyunu kişi için bu kadar ödüllendirici yapan etmenin ne olduğunu anlamaya çalışarak sürece başlamalıdır. Ayrıca kişiye etkili problem çözme yöntemlerinin, iletişim becerilerinin ve sosyal becerilerin kazandırılması, kişinin özgüveninin ve benlik saygısının artırılması sağlanmalıdır. Bu yöntemlerin dijital oyun bağımlılığı tedavisinde etkili olabileceği belirtilmektedir.
Çocuklarının dijital oyun bağımlılığı için risk altında olup olmadığını değerlendirmek isteyen ebeveynler birtakım sorular sorarak işe başlayabilirler:
- Çocuk neredeyse her gün oyun oynuyor mu?
- Günlük oyunda geçirdiği süre uzun mu? Örneğin, oyunda 3-4 saat geçiriyor mu?
- Oyun oynama amacı uyarılma ya da sarhoşluk yaşayıp kendinden geçme şeklinde mi?
- Oyun oynamadığı zamanlarda huzursuz, endişeli, gergin vb. oluyor mu?
- Sosyal ve sportif etkinliklerden oyun nedeniyle feragat ediyor mu?
- Sorumluluklarını (örn., ev ödevlerini) yerine getirmek yerine oyun oynuyor mu?
- Oyun oynama durumunu kontrol etmeye çalışıyor ancak başaramıyor mu?
Eğer bu sorulardan dördünden fazlasına “evet” cevabı veriliyorsa, çocuklarının oyun oynaması ile ilgili endişelenebilir ve harekete geçebilirler. Çocukları internet ve oyun bağımlılığından uzaklaştırmak, modern ebeveynliğin en büyük zorluklarından biri. Ancak bu zorluğun üstesinden gelmek, doğru yaklaşımlarla mümkündür. Önemli olan, çocuğunuzla iş birliği içinde, cezalandırmadan ve güvene dayalı bir ilişki kurarak bu süreci yönetmektir.
1. Kademeli Kısıtlama ve Anlayış:
- Çocuğunuzun internet ve oyun kullanımını ani bir şekilde kesmek yerine, kademeli olarak azaltın. Bu, çocuğunuzun direnç göstermesini önler ve alışma sürecini kolaylaştırır.
- Kısıtlamaların nedenlerini çocuğunuza yaşına uygun bir dille açıklayın. Onların duygularını anladığınızı gösterin ve birlikte çözüm yolları arayın.
- “Sana yasaklıyorum” demek yerine, “Birlikte bir plan yapalım ve internet/oyun zamanını dengeleyelim” yaklaşımını benimseyin.
2. Güvene Dayalı İletişim:
- Çocuğunuzla açık ve dürüst bir iletişim kurun. Onların ilgi alanlarını, endişelerini ve duygularını anlamaya çalışın.
- Onlara değer verdiğinizi ve yanlarında olduğunuzu hissettirin. Güven ortamı, çocuğunuzun sorunlarını sizinle paylaşmasını kolaylaştırır.
- Eleştirmek veya yargılamak yerine, destekleyici ve teşvik edici bir tutum sergileyin.
3. Alternatif Aktiviteler Sunmak:
- Çocuğunuzun ilgisini çekebilecek alternatif aktiviteler bulun. Spor, sanat, müzik, doğa yürüyüşleri gibi etkinlikler, çocuğunuzun internet ve oyunlardan uzaklaşmasına yardımcı olabilir.
- Ailece birlikte vakit geçirebileceğiniz aktiviteler planlayın. Oyun geceleri, film geceleri veya ortak hobiler edinmek, aile bağlarınızı güçlendirir.
- Çocuğunuzun sosyal becerilerini geliştirebileceği etkinliklere katılmasını teşvik edin. Arkadaşlarıyla buluşması, spor takımlarına katılması veya gönüllü çalışmalara katılması, sosyal izolasyonu önler.
4. Sınırları Belirlemek ve Tutarlı Olmak:
- İnternet ve oyun kullanımına ilişkin net sınırlar belirleyin ve bu sınırlara tutarlı bir şekilde uyun.
- Çocuğunuzla birlikte bir zaman çizelgesi oluşturun ve bu çizelgeye birlikte uyun.
- Sınırları esnetmek veya tutarsız davranmak, çocuğunuzun kafasını karıştırır ve direnç göstermesine neden olur.
5. Profesyonel Yardım Almak:
- Bağımlılık belirtileri şiddetliyse veya çocuğunuzun davranışlarında ciddi değişiklikler gözlemliyorsanız, profesyonel yardım almaktan çekinmeyin.
- Bir çocuk psikoloğu veya terapisti, çocuğunuzun bağımlılıkla başa çıkmasına ve sağlıklı bir denge kurmasına yardımcı olabilir.
Kaynakça:
- Aslan, H., Başcillar, M., & Karataş, K. (2022). Ergenlerde dijital oyun bağımlılığı ile sosyal beceriler arasındaki ilişki. Bağımlılık Dergisi, 23(3), 266–274. https://doi.org/10.51982/bagimli.1033761
- Güvenli Web. (t.y.). Dijital oyun bağımlılığı: Etkileri ve önleme yolları. https://www.guvenliweb.org.tr/blog-detay/dijital-oyun-bagimliligi-etkileri-ve-onleme
- Kalaycı, B. M. (t.y.). Çocuklarda ve ergenlerde internet ve oyun bağımlılığı. https://bilgemervekalayci.com/cocuklarda-ve-ergenlerde-internet-ve-oyun-bagimliligi
Beyza Nur Akbulut
Bir yanıt yazın