
Grup Terapisi
Grup terapileri ilk olarak 1940’lı yıllarda uygulanmaya başlamıştır (Yalom, 1975). Grup terapileri, birçok farklı terapi ekolünün temelleri esas alınarak uygulanabilir. Psikanalitik, gestalt, psikodrama ilk kullanılan grup terapisi yöntemlerindendir. Daha sonrasında; bilişsel davranışçı, dışavurumcu, psikoeğitimsel gibi farklı yöntemler de kullanılmaya başlanmıştır (Yalom, 1975). Grup terapi seansları genellikle haftada bir gün olacak şekilde yapılır ve yaklaşık 8-10 seans sürer. Grup terapilerinde benzer sorunları olan 6-8 kişi bir terapist önderliğinde toplanır ve sorunları üzerine çalışırlar. Böylece insanın bireysel soyutlanmaların yanı sıra sosyal bir varlık olarak kendi doğasında gözlemlenmesi amaçlanmaktadır (Pines vd., 1982). Foulkes (1971) da, “Gruba atıfta bulunmaksızın bireyden bahsedemeyiz, tıpkı bireye atıfta bulunmadan gruptan bahsedemeyeceğimiz gibi.” sözüyle grup terapisinin önemini vurgulamıştır.
Her şey gibi grup terapisinin de avantajları ve dezavantajları vardır. Terapistlerin canlı bir şekilde grup üyeleri arasındaki etkileşimi gözlemleyebilmesi, grup üyelerinin diğer üyelerden kendi rahatsız edici hareketleri ve çarpık, hatalı düşünceleri ile ilgili geri bildirim alabilmesi, grup üyelerinin birbirlerine yardımcı olabilmesi ve kısa sürede daha fazla kişiye ulaşılabilmesi grup terapisinin avantajları arasındadır. Ancak grup terapisinin bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Grup üyeleri gizlilikleri hakkında endişelenebilir, kişilere bireysel olarak ayrılan süre kısadır; bu yüzden bireyler kendilerini daha az açma eğiliminde olabilir (Rose, 1999).
Daha önce de bahsettiğim gibi, çeşitli terapi ekollerinin grup terapi uygulama yöntemleri farklılık göstermektedir. Ben bu yazımda bilişsel davranışçı grup terapisinin uygulamalarını ve yapılan araştırmalar sonucunda fayda sağladığı bulunan alanları anlatacağım. Grup terapi süreci; grubun planlanması, oryantasyon, değerlendirme, müdahale, genelleme, sonlandırma ve izlem aktivitelerini içerir (Rose, 1999). Grubun planlanması aşamasında grubun amaçları belirlenir. Grupla hangi konunun çalışılacağı ve kimlerin katılacağı bu aşamada belli olur. İlk oturumda üyeler arasında oryantasyon gerçekleşir. Değerlendirme aşamasında amaç, uygulanacak müdahalelerin danışanlara uygun olup olmadığının belirlenmesidir. Hem terapist danışanları kendi yöntemleriyle değerlendirir hem de danışanları bilgilendirerek bu müdahale yöntemlerinin onlar için uygun olup olmadığını değerlendirmelerini sağlar. Müdahale aşamasında sistematik problem çözme, modelleme, bilişsel değişim yöntemleri, rahatlama ve meditasyon gibi teknikler grup üyelerine öğretilir. Model alma, grup üyesinin kendi çevresinden tanıdığı birini ya da hayranlık duyduğu bir kişiyi gözlemleyerek bir davranışı öğrenmesidir. Ayrıca grup terapisi, grup üyelerine gruptan bir kişi seçerek onu model alma imkânı da sağlar. Genelleme, üyelerin grup içinde öğrendiklerini dış dünyaya aktarması ve terapinin sonunda öğrendiklerini sürdürebilmesidir.
Bilişsel davranışçı grup terapisi; internet bağımlılığı, sınav kaygısı ve öfke kontrolü gibi alanlarda başarılı sonuçlara ulaşmıştır. Küçükkaraca ve Pak (2023)’ın araştırmasına göre, birçok araştırma internet bağımlılığının tedavisinde anlamlı bir şekilde etkili olmuştur. Ayrıca araştırmanın sadece internet bağımlılarıyla sınırlı kalmayıp ebeveynlere ve öğretmenlere psikoeğitim verilmesiyle birlikte; aşırı internet kullanımında, duygusal semptomlarda, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda, akranlarla ilişki sorunlarında azalma; zamanın etkili kullanımında ve kontrolünde, toplum yanlısı davranışlarda artma görülmüştür (Du vd., 2010). Öfke kontrolü üzerine yapılan bir araştırmada ise terapi sonrasında yapılan ölçümlerde sürekli öfke ve öfke dışa vurumu puanlarının düştüğü ve öfke kontrolü puanının ise arttığı görülmüştür (Sütçü vd., 2010). Sınav kaygısına müdahale sürecinde ise bilişsel davranışçı grup terapisinin çevresel faktörler ve gelecekle ilgili felaketleştirici düşünce içeriklerine müdahale konusunda anlamlı derecede etkili olduğu görülmüştür (Ulusoy vd., 2016).
Sonuç olarak, grup terapisinin bireylerin kendilerini daha az açma ve gizlilik endişeleri gibi dezavantajları olsa da özellikle bilişsel davranışçı grup terapilerinin sınav kaygısı, öfke kontrolü ve internet bağımlılığı konusunda olumlu sonuçlarının anlamlı olduğunu görebiliriz. Bu durum, grup terapilerinin kendine benzer sorunları olan insanları tanıma ve model alma konusundaki avantajları ile açıklanabilir.
Kaynakça:
- Du, Y. S., Jiang, W., & Vance, A. (2010). Longer term effect of randomized, controlled group cognitive behavioral therapy for internet addiction in adolescent students in Shanghai. Australian & New Zealand Journal of Psychiatry, 44(2), 129–134. https://doi.org/10.3109/00048670903282725
- Foulkes, S. H. (1971). The group as matrix of the individual’s mental life. In E. Foulkes (Ed.), Selected papers: Psychoanalysis and group analysis (pp. 223–235). London: Karnac Books.
- Küçükkaraca, N., & Pak, H. (2023). İnternet bağımlılığı tedavisinde bilişsel davranışçı grup terapileri. Bağımlılık Dergisi, 24(4), 528–538. https://doi.org/10.51982/bagimli.1257407
- Rose, S. D. (1999). Group therapy: A cognitive-behavioral approach. In J. Price, D. Hescheles, & A. Price (Eds.), A guide to starting psychotherapy groups (pp. 99–113). Academic Press.
- Tekinsav Sütçü, S., Aydın, A., & Sorias, O. (2010). Bilişsel davranışçı grup terapisi uygulanan bireylerde öfke ile ilgili tepkilerin değerlendirilmesi. Türk Psikoloji Dergisi, 25(66), 57–67.
- Ulusoy, S., Yavuz, K. F., Esen, F. B., Umut, G., & Karatepe, H. T. (2016). Sınav kaygısına yönelik bilişsel grup terapisi. Journal of Cognitive-Behavioral Psychotherapy and Research, 1, 28–37. https://doi.org/10.5455/jcbpr
- Yalom, I. D., & Leszcz, M. (1975/2018). Grup psikoterapilerinin teori ve pratiği (1. baskı, A. S. İplikçi, Çev.). İstanbul: Pegasus Yayınları.
Yaren Naz Şentürk
Bir yanıt yazın