PSİKOLOJİDE KİŞİLİK BOZUKLUĞU C KÜMESİ

Kişilik, en genel tanımıyla genetik miras ve çevrenin etkileşimiyle birlikte oluşan, bireyi diğerlerinden ayıran, kolayca değişmeyen, duygu, düşünce ve davranışların bütünüdür. Bireyler kişilikleri aracılığıyla ya toplumla uyumlu, sağlıklı ve normal bireyler olarak karşımıza çıkmaktadır ya da bu durumun tam tersi şekilde yani toplumla uyumsuz, sağlıksız olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kişilik bozukluğu ise bireyin çevreyle olan uyumunu, güniçindeki işlevselliğini bozan, içinde yaşadığı kültürün beklentilerinden büyük ölçüde sapmalar gösteren, bireyde gerilim-kaygı hali oluşturan, ergenlik veya genç erişkinlik döneminde başlayıp süreklilik taşıyan bir hale dönüşmesi durumunda bahsedilen ruhsal, bedensel ve düşünsel özelliklerdir (Eren, 2010). Bir başka tanımla kişilik bozukluğu, sahip olduğumuz kişilik özelliklerinde bir aşırılığın söz konusu olmasıdır. Böylece kişilik, normal tanımlardan uçlara yani anormale doğru kaydıkça kişilik bozukluğu adını almaktadır. Psikoloji ve psikiyatride normal ve anormalin sınırlarını belirleyebilmemiz için bazı tanı kriterleri vardır. DSM-5’in kişilik bozukluğu için belirlediği tanı kriterlerine bakacak olursak; kişinin içinde yaşadığı toplumun beklentilerinden belirgin olarak sapan, süregiden bir içsel yaşantı ve davranış örüntüsüdür. Bu örüntü biliş, duygulanım, kişilerarası işlevsellik ve dürtü denetimi alanlarından iki ya da daha fazlasında kendini göstermektedir. Başlangıcı ergenlik ya erken erişkinlik dönemine uzanan, esneklikten yoksun, işlevsellikte azalmayla karakterize ve kalıcıdır (Öztunç, Bilge&Bilge, 2015). Kişilik bozuklukları A kümesi, B kümesi ve C kümesi olmak üzere üç kümeye ayrılmıştır. Ben şimdi sizlere C kümesinden bahsedeceğim.

C Kümesi Kişilik Bozuklukları

1. Çekingen Kişilik Bozukluğu: Toplum içinde çekingenlik, yetersizlik duyguları ve olumsuz değerlendirilmeye aşırı duyarlılık ile karakterize bir bozukluktur. Toplumda görülme sıklığı %0,5-1 arasındadır. Çekingen kişilik bozukluğuna sahip bireyler topluluk içinde konuşmaktan, kendilerini göstermekten fazlasıyla kaçınan aynı zamanda sık sıkeleştirilme, onaylanmama ve dışlanma korkusu yaşayan bireylerdir. Utandırıcı olabilir düşüncesiyle yeni girişimlerde bulunmayı göze almak istemez, yeni insanlarla tanışırken kendi başlarına iletişim kurmaktan çekinir, yakın ilişkilerde tutuk davranır ve toplumsal durumlarda sürekli olarak eleştirilme, dışlanma ve onaylanmama düşünceleriyle uğraşır. Bu düşünceler bireyin hayatının birçok alanını olumsuz etkilese de özellikle kişilerarası ilişkilerde yaşanan zorluklarla ön plana çıkmaktadır (Okay& Canel-Çınarbaş, 2021).

2. Bağımlı Kişilik Bozukluğu: Boyun eğici, yapışkan davranışlar, ayrılma korkusu ve ilgilenilme gereksinimi ile karakterize bir bozukluktur. Bağımlı kişilik bozukluğuna sahip bireyler yalnız kalmaktan korkan, kendilerine güveni olmayan, başka kişilerden güvence ve destek almadıkça karar vermekte güçlük çeken ve başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önünde tutan kişilerdir. Bu kişiler başkalarının desteğini kazanabilmek adına hoş olmayan işleri yapmaya bile gönüllü olurlar. Yoğun bir ayrılma korkusu yaşar ve yakın ilişkisi sonlandığında kendine bakamayacağı düşüncesiyle çaresiz ve rahatsız hissederek destek kaynağı için başka bir ilişki arayışına girerler (Eren, 2010).

3. Takıntılı-Zorlantılı (Obsesif-Kompulsif) Kişilik Bozukluğu: Obsesyon sözcüğü Latince’de “kuşatmak, çevirmek, etrafını sarmak” anlamlarına gelen obsidere sözcüğünden türemiş ve ‘zihni işgal eden herhangi bir eylem’ olan psikoloji alanındaki anlamını 1901 yıllarında kazanmıştır(Kocakula& Altunoğlu, 2018, 117). Obsesyon, kişinin zihninde sürekli tekrar eden düşünce, fikir ve dürtülere sahip olması ve bunların kişiyi rahatsız etmesi kompulsiyon ise obsesyonun yol açtığı sıkıntıyı azaltmak veya ortadan kaldırmak amacıyla yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerdir. Aslında bir kompulsiyon bir obsesyonu nötralize etmek için tasarlanır. Obsesif-kompulsif kişilik bozukluğuna sahip bireyler düzenli, mükemmeliyetçi, kontrolcü, ısrarcı, inatçı ve kararsız kişilerdir. Bu kişiler genellikle ciddi mizaçlıdır ve mizah duyarlılığı konusunda sınırlıdır. Mükemmeliyetçi özellikleri sayesinde düzen ve yöntem gerektiren işlerde başarılı olabilirler fakat katı kuralları ve düzenleri bozulduğunda buna tolerans gösteremezler ve kaygıları artar. Kişi çok fazla strese maruz kaldığında belirtileri daha da kötüleşir. Genellikle semptomlar gençlik veya erken yetişkinlik yıllarında başlayarak yaşam boyunca değişim gösterebilir. Obsesif-kompulsif bozukluğun kişiden kişiye değişen çok çeşitli belirtileri olabilir. Bu belirtilerden bazıları; kirlenme ve hastalık obsesyonları, cinsel ve diniobsesyonlar, temizleme-yıkama, sıralama-düzenleme, kontrol ve dokunma kompulsiyonlarıdır (Eren, 2010).

KAYNAKÇA

Eren, N. (2010). Kişilik Bozuklukları ve Hemşirelik Girişimleri- Bölüm I. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi, 1(1), 33-37.

Kocakula, Ö.& Altunoğlu, A.E. (2018). Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğunun Karar Süreçlerine Etkisi. Uluslararası Yönetim Akademisi Dergisi, 1(2), 114-119.

Okay, D.& Canel-Çınarbaş, D. (2021). Kendilik Psikolojisi Yaklaşımı Üzerinden Bir Çekingen Kişilik Olgusunun İncelenmesi. Nesne Psikoloji Dergisi, 9(19), 204-207.

Öztunç, H., Bilge,Y.& Bilge,Y. (2015). Kişilik Bozuklukları ile Gelir ve Cinsiyet Değişkenlerinin İlişkisinin İncelenmesi. Sosyal Bilimler Dergisi, 7(1), 63-65.

 

NAZLI ÖNDER

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e