Duygusal Yeme

Duygusal yeme, yeme bozuklukları içerisinde yer alan bir tür psikolojik rahatsızlıktır. Duygusal yeme bozukluğu olan kişilerde yeme ihtiyacı, çoğu zaman açlık hissinden değil, stres, öfke, mutsuzluk, üzüntü, korku veya endişe gibi olumsuz duygulardan kaynaklanır. Bu duygularla baş edebilmek için kişi yemek yeme arzusuna kapılır ve geçici bir rahatlama hissi yaşar. Ancak bu durumda bedenin gerçek bir açlık ihtiyacı olmadığından, gereksiz kalori alımı söz konusu olur. Bu fazla kalori, kilo artışı, obezite riski ve kalp ile ilgili sağlık sorunlarına yol açabilir. Kişi aldığı kilolardan rahatsızlık duydukça öz saygısı da olumsuz etkilenir.

Kişi Neden Bu Başa Çıkma Mekanizmasını Geliştirir?

Bilimsel araştırmalar, duygusal yemenin, duygularını tanımakta ve yönetmekte zorlanan kişilerde bir başa çıkma mekanizması olarak ortaya çıktığını göstermektedir (Özdemir, 2015).

Duygusal Yemeğe Karşı Nasıl Sağlıklı Bir Baş Etme Yöntemi Geliştirebiliriz?

Öncelikle, yeme isteğinin fiziksel bir açlıktan mı yoksa duygusal bir açlıktan mı kaynaklandığını anlayabilmek önemli bir adımdır. Eğer fiziksel bir açlık söz konusuysa yeme isteği kendini yavaş yavaş belli eder ve açlığa olan tolerans daha fazladır. Duygusal açlık söz konusu olduğunda ise acıkma hissi bir anda ortaya çıkar ve kişiye hemen yemek yemesi gerektiğinin sinyalini verir. Kişi, kolay ulaşabileceği besinleri almaya başlar fakat doyma hissi oluşmaz. Kişi devamlı olarak bir şeyler yemek ister ve yeme davranışı da beraberinde pişmanlığı getirir.

Kişi bu noktada duygusal yemeği tetikleyen faktörleri (stres, rahatsız edici duygu ve düşünceler, boş zaman fazlalığı, çocukluktan gelen beslenme sorunları veya alışkanlıklar) fark etmeye başlarsa veya buna yönelik bir adım atarsa, duygusal yemeye başvurmak yerine daha işlevsel baş etme yöntemleri geliştirebilir. Bu süreçte bir terapistten destek almak önemlidir. Bilişsel Davranışçı Terapiler bu noktada kişiye oldukça yardımcı olacaktır. Kişi, duygu, düşünce ve davranış arasındaki ilişkiyi anladığı zaman, baş edemediği duygular açığa çıktığında yemek yemeye başvurmak yerine duygularına yer açarak işlevsel baş etme stratejilerini devreye sokabilecektir.

Kaynakça

Özdemir, G.S. (2015). Duygusal yemenin depresyon, anksiyete ve stres belirtileri ile olan ilişkisi (Yüksek Lisans Tezi). Hasan Kalyoncu Üniversitesi, İstanbul.

Beyza Kuruçay

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

g

An legimus similique intellegam mel, eum nibh tollit assentior ad. Mei ei platonem inciderint.

e